
Ben tahtsız bir kral, Sen bahtsız ece,
Görmez misin her gün, ölüyor gece?
Kitlenir şu çenem, çıkmaz bir hece,
Dilimin adını, sürçtüğü yerde.
Dal oldum yaprakta, güle üşüştüm,
Bir nifak yüzünden, dağıldı rüştüm,
Düştüm gözlerinde, pusuya düştüm,
Ceylanın suyunu, içtiği yerde.
Ne belli öldüğüm, ne belli muhal,
Bizi de mezara, bırakır bu hal,
Vuslat yalan oldu, konuşmak hayal,
Kaderin ayrılık, biçtiği yerde.
Aşk dolu şu kalbim, zora gelir mi?
Beyazlar içinden, kara gelir mi?
Güneşi görmezsem, sıra gelir mi?
Dikenin çiçekler, açtığı yerde.
Arzımı yapayım, halimi sor da?
Doğduğumdan beri, hasretim yurda,
Daha körpecikken, yem oldum kurda,
Koyunun kuzuyu, seçtiği yerde.
İtina ederim, her sözün emir,
Sorma yüreğimi ,bir avuç kömür,
Bilmedim ne çabuk, tükendi ömür,
Umudun kuş gibi, uçtuğu yerde.
Kahıroğlan beni, vurdular beni,
Canı kafesinde, üşürken teni,
Bekliyor olacak, bu gönül seni,
Otların hükmünün, geçtiği yerde.