ADAM VE KADIN DÜET
Adam;
Seni bulmak için,
Renksiz bir dünyayı
boyadım mor karanfillerden.
Sözcüklerime konfeti
yaptım zamanı.
Her defasında dağıttı rüzgâr maviye küsmüş
bulutlarımı.
Vazgeçmeden
yorulmadan,
Yelken yapıyorum
güvertemde umut dolu gemileri.
Bir yandan,
Tenha vakitlere
elveda bavulları hazırlayıp,
Çürümüş bir
sabahı içiyorum özleminden.
Güneşe kapalı
perdelere gizliyorum gözlerimi,
Gözyaşlarımın
düğmelerini iliklerken,
Yanaklarımda
inatçı tebessümlerle,
Zorlana zorlana yaşıyorum
nefesimin lütfettiği hayatı,
Ve tükenmeyen bir
sabırla, çekiyorum vuslatını…
Kadın;
İçimdeki denize
ağlıyorum kimseler görmeden,
Saatin
deviniminde avutarak kendimi,
Zamanın bir
yerinde takılı kalmış düşlerimin önünde,
Heybetiyle duran
koca bir sevdaya bakıyorum.
Utanan yanaklarıma
bile aldırmadan,
Kurumuş gül
yaprakları döküyorum saçlarıma,
Belki de avuntu
masalları okuyarak.
Masal ki
yazılmamış mektuplarımın hüznüdür,
Masal ki
söylenmemiş sözcüklerimin sandığı.
Bilmezsin bütün
takvimleri bir bir eskittim,
Ve hatta yaktım
yüreğimin satır aralarında.
Bilmeden sessiz
duvarlara siluetini çizdim aşkının.
Kirli bir yüzün
terennümünün heyecanıyla,
Yapayalnız kalbimi
armağan ediyorum aşka.
Görseydin işaret
parmağımın ucundan taşar sevincim,
Dudağımın
kenarından geçen gülüşlere,
Anlamazdı hiç
kimse…
Adam;
Zamana geç kalan
fısıltılarıma,
Emanet hükümler
giydirdim.
Sevdanın onuruyla
gerdim göğsümü,
Parmaklarımda
üşüdü kelimeler.
Sevdana
düştüğümden bu yana,
Terbiye ettim
dilimi, uslandım biraz elbette.
Şiirlere yazdım yüce
sevgimi,
Sevdim seni be kadın
sevdim.
Aşk adında bir
yangını tutuşturdu bu şehirler,
Suyu yaktım,
Bulutları tuttum,
Aklımı sevdanla
uyuttum,
Kömür yanaklı
yüreklerin içinden geçerek.
Kadın;
Sevilmenin
asaletinde, sevdana cesaret buldum,
En masum gülüşümle
buluştum aynalarda.
Saçlarıma
sevdanın şarkılarını tutuşturdum,
Kaçamadım
gözlerinden.
Yarım heveslere
aşina çiçekleri kestim köklerinden.
Elbet bir gün
buluşacağız* şarkısı dolanırken dilime,
Şarkıları bile
ezberlettim kirpiklerime.
Vadesiz hesap
defterlerine yazıp durduğum hayalleri,
Serdim vuslatının
ayak izlerine.
Açmayan kadın
çiçeklerine adadım çocuk gülüşlerimi.
Sevdanın
gözlerinde demlerken yenibaharları,
Işıksız odalarda,
Gözlerim doldu
doldu,
Sana, bize, aşka,
aşkına ağladım…
Adam;
Aşkın güçlendirir
beni,
Yenilmez bir
savaşçı olurum seninle.
Ellerim sevginin
kıblegahıdır,
İçimde sen varsan
evrenin her köşesini aydınlatır gözlerim.
Kızıl bir alevin
ortasında, yeniden atmaya başladı kalbim.
Yaşam öykümüzü yazmaya heveslendim.
Şehrinden üstüme
bulaşan çamurları bile yıkamadım daha,
Ayak izlerim o
çamurlara bulaşmışken silemezdim.
Kural bilmez
cümlelerimi mazur gör,
Bir sıcak yuvanın
heyecanı var ayak izlerimde.
Aşkın perhizini
bozmuşken seninle,
Jilet gibi kestim
geçmişin soluğunu.
Nefesim umuda ve
aşka fora edilmiş bir türkü tutturdu,
“Yeşil(Kahve
&Siyah& Ela) gözlerinde sevda” diye,
Hayatın
yüklediklerine aldırmadan…
Kadın;
Derin bir Marmara
çektim ciğerlerime
Yüreğine
mıhlanmış boşa geçmiş yıllara el salladım
Kolay değil kullanılmış zamanlardan kurtulmak.
Daha teri
kurumamış yataklardan,
Kimsesiz
gözyaşlarına boyadığım sabahlardan uyandım,
Sana geldim.
Geceleri
uyuturken,
Hisli gözlerin yaktı yüreğimi,
Gökyüzüne sitem ettim
yokluğunda geçen zamanları
Güneşi bile
uyutmak istedim gözlerinde
Penceremi açtım
Seni soludum
ciğerlerime…
Adam;
Artık geçmişin
hafızasına bir reset atıyorum,
Geleceğime imzalıyorum
adını.
Yüreğime,
Evime,
Hoş geldin
kadınım…
Kadın;
Artık geçmişin
hafızasına bir reset atıyorum,
Geleceğime imzalıyorum
adını.
Yüreğime,
Evime,
Hoş geldin adamım…
Âdem Efiloğlu
12 Mayıs 2025