
Burası hakikatler diyarı —
Terk edilmiş zamandan arta kalan bir düş gibi;
Pejmürde sokaklarında yankılanır suskunluk,
Ve sen sorarsın:
“Bu dizeleri doğuran nedir?”
Ah, neye gerek bu sual?
Zira içimde, sarhoş değil ama sarsılmış bir ruh taşırım;
Gönlüm, geceyle hemhal olmuş bir derviş sükûnetinde,
Ve her harfim, içimin en kuytu kıvrımlarından süzülür.
Duygularım, yalpalamadan yürür satırlarımda —
Bir rüzgâr gibi, ne sert ne yönsüz…
Her kelimem, bir rayihanın ince sızısıdır
Ve edebiyatın münbit bahçesinde
Ekerim sözü, biçerim sükûtun meyvesini.
Ben ki;
Heceyi aşkla sulayan, manâyı göğsünde büyüten bir kelâm işçisiyim.
Dizelerim, bir gönül sabahında ürperen serinliktir —
Sessiz ama derin, kırılgan ama köklü.