Kolay
söylenmeli bir kadının adı
Anlaşılır
ve tatlı olmalı sözlerde yâdı
Bir
duaya benzemeli, ılık ve esintili
Zarif
bir vokaliz gibi uzun hecelerle bitmeli
Erdem
biricik gemidir dünyada
Saadet
adasına ancak onunla varılır
Ne
kötülük cezasız kalır orada
Ne
de iyilik mükâfatsız bırakılır
Gök
bulutsuz, deniz dalgasız, insan kaygısız olmaz
Bilge
her doğru ve her ışıkta vardır
Işığın
rengine ve kimliğine bakmaz
Ferzâne’dir
bu, yaşadığı her zaman
Bütün
arzulardan soyunan ve uzaklaşan
Zaferlere
dudak büken ve kanmayan
Bozgun
oldu mu gülen ve yanmayan
Bilge
hoş ve güzeli değil iyi’yi seçer
Fanilere
gönül vermez bakmadan geçer
Gün
gelir uzlete Santiniketan’a gider
Ve o
an Tagore esas duruşa geçer
Bütün
vatanlar ve kültürler onun
Doğu
da Batı da bilgededir, ömür akar gider
Âriftir
o zamanı da aşmıştır yanar gider
Ne
ün, ne soy, ne mevki, ne servet
Rişi’yi
Rişi yapan yalnız ahlak ve fazilet
Arzulara
ve günahlara bulandığında
Vedaları
ezbere bilmişsin ne fayda
Hakikat,
vatan ve bayrak tanımaz
Doğruyu
ulusla kutsallaştırma
Kültürün
yabanı ve yabancısı olmaz
Köleleştiren
vazifeden kaç yaklaşma
Şöhretler
gözlerini kamaştırmasın
İnsanların
en yüceleri tanınmadan göçtüler
Sessiz
çalışıp, sessiz yaşayıp, sessiz öldüler