Bir zamanlar ekmek almaya giderdim,
Cebimde bir lira, yüreğimde umut.
Üç ekmek usta
“Üstü kalsın” dedim,
Bir çocuk edasıyla, biraz da gururla.
Fırıncı gülümsedi hafiften,
“Gerek yok” dedi,
O an anlamadım belki,
Ama zamanla öğrendim,
Bazı cömertlikler sessizce olurmuş.
Diri kalır kalpte, gösterişsiz.
Top peşinde koştum sokaklarda,
Sakat ayaklarım umurumda değildi.
Çünkü benim topum, benim dünyamdı,
Ve kimse sormazdı “nasıl” diye,
Çocukluğumun en güzel yanıydı bu özgürlük.
Şimdiki çocuklar ekmek almaya gönderilmiyor,
Mahalleler sessiz, sokaklar yalnız,
Ve ben otuz dört yıldır,
O eski yollara, o küçük adımlara hasretim.
Belki de öğrenilmesi gereken,
Yarım kalanların kıymetini bilmek,
Ve bazen ‘üstü kalsın’ diyebilmekmiş,
Sessizce, alçakgönüllü,
Bir tebessümle hayatı tamamlamakmış.