
Kaçamak yapmıştım yine
Ormanın
salonuna
Bırakıp
ardımda tepedeki köyümü
Olanaksızdı
dayanmak yaşlı meşenin davetine
Frenk
üzümleri de hazırken karşılamaya
Çocuk
aklımın köşesinden geçenleri…
Uyurdum genişçe
köklerin kiliminde
Arşınlayıp
kocamış rüyaların geçitlerini
Uzanarak
bambaşka ülkelerin semalarına
Kulak
kabartıp
Derin
vadilerin fısıltılarına…
Havlardı
küçük köpeğim
Dibinde
ayaklarımın
Irak
ülkelerin tozlarına epey bulanan;
Düşmüşken her
renkten rüya kuyularına
Başımı saran
frenk üzümlerinin tıpkısı
Yeterince al
ve beyaz…
Boyun
eğmişken güneş mehtaba
Kurcalıyordu
zihnimi köyümün akşamları
Ceplerime
doldurduğum yıldızlarla
Nice
sabahlar ettiğim;
Kocaman adam
olarak uyandığım,
Çatı
katından
Artık çok
uzaklaştığım evimin…