Sevgili ve Nazenin Gelincik Tarlası;
Artık sana yazmak için incir çekirdeğini doldurmayacak sebepler arıyorum ve bulmak için de inan hiç zorlanmıyorum Mahir. Klavyenin tuşlarına dokundukça kendi adıma bir keşif, kendimle doyumsuz bir hasbıhâl yaşıyorum. Zihnim çatısı kanatları zifir siyahı kuşlarla perdelendiğinde, ufacık bir ışığa muhtaç olduğumda dirayetime eklenen varlığınla avuçlarımda harmanından kalan hikmetli daneler beliriyor. Bu heyecan ve memnuniyet, havsalamda yeni şeylerin yeşermesine, yeni şeyler yazmak konusunda aşk ve iştiyaka sebep oluyor.
Dünyamızdaki zıtlıkların hürmetine karşılaştığımızın ayrımında ve şükründe olmak çoğu katlanılmaz şeyi papatya nezaketiyle gülümseyerek kabule geçmemi sağlıyor. Zıtlıklar birbirini ezmeye veyahut söndürmeye çalışan şeyler değil aksine birbirini ortaya çıkaran ve değerini daha da belirgin hale getiren bir hüviyete sahip.
Zen merde civân pîre kemân tîrine muhtâc
Eczâ-yı cihân cümlesi birbirine muhtâc
Basîrî
(Kadın erkeğe, genç yaşlıya, yay oka; velhasıl bütün cihan birbirine muhtaçtır.)
Özlemine uçarak kanatlarımı bile isteye yaktığım mavi mum; odam bu günlerde perdelerin arkasında, sessiz ve hazanı bekleyen yeşil yapraklar gibi tedirgin. Görmezden gelip, göz kapaklarımı takatsiz kalana kadar hakikate sımsıkı kapasam da biliyorum ki olmaya niyetli her şeyin sonuna vakıflık kaçınılmazdır.. Mahir, keşke seninle karşılıklı konuşabilseydik. Sen sadece bu mektuplarda var oluyorsun ama ben bir gün bir yerde hayatıma dâhil olacağına inanıyorum. Diyeceksin ki ben hayali bir arkadaşım ve zihninde her an seninleyim. Olmaz Mahir, sahiller boyu ellerini tutarak ve denizin kokusunu ve senin sesini içime çekerek yürümeye ihtiyacım var..
Ay kokan her nefesine bir yıldız kurban ettiğim kum zambağım; biliyor musun hayatım üç şeritli bir yola evrildi. Hangisi gidiş hangisi dönüş, bazen karıştırıyorum ama senin gülme çizgimde gezindiğin rotayı zihnime her gün kazıyorum. Mahir, yağmur tanelerini üzerine almayan manolya yapraklarına bazen gıpta ile bakıyorum. Islanmak ve kirlenmek kendi ellerinde, şartları umursamamak doğuştan bir yaprağa bahşedilmiş. Neden olmasın Mahir, bir süre manolya yaprağı gibi davranabilirim. Yanımda olmaman, anlattıklarımı duymaman beni üzemeyecek, ben bunları umursamak yerine senin ruhumda gerçekleştirdiğin mucizeleri düşünüyor olacağım. Gerçek olacağın günü yaşamayı öyle çok istiyorum ki; tek tek bu mektupları sana okutacağım an aman Allah’ım bu kadar heyecanlandığıma göre evet Mahir biz o günü yaşayacağız. Ben de sana “Ben demiştim işte gördün mü Mahir!” diyeceğim. Üşüyen tenim, çeşit çeşit urbalarla aynadaki suretine hayran olacak, saçlarım her gün inci parmaklarının şefkatine kavuşacak, ellerim garip bir sıcaklıkla elmacık kemiklerinde gezinecek..
Gündüzleri daldan dala sekiyen, geceleri gönlüm kuş evinde sesi yankılanan çalıkuşu, devâ-sâz huylarınla tanış olmaya, gözbebeklerinde aksimi görmeye, hikayeyi en baştan anlatmaya niyet ediyorum..
Kandilimizin cevheri azalmasın dileklerimle..
Mavi Yıldırım
(
Sevgili Ve Nazenin Gelincik Tarlası başlıklı yazı
MaviYıldırım tarafından
3.08.2025 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.