Subh Ü Mesa



                   SUBH Ü MESÂ

Gerçeğe düşkünlük
Bir acının sonuydu..
Ve daha uzun sürecek başka bir acının başlangıcı..
Şafağın koynunda uyanan çiğ taneleri
Avlunun mozaik taşlarına serilir,
Çarpıcı bir biçimsizliğe dönüşürdü..
Defne sabunu ve reçel kokan kadınlar
Sessizliğin içinden bir mermi gibi geçer
Kuş ökseye düşmeden havada asılırdı..
En iyi niyetler yanlış yorumlanınca
Gücün yetmediği katlanışlar..
Sınır dışı edilemeyen şehvet mültecileri
Kara kuşku tünelleri bırakırdı..
Dilden kayan kelime kuleleri hiçliğe dönüşünce
Kamyonetler, nalları toprağı savuran altın atlar,
Gün batımını kıskandıran meyvesiyle 
Frenk inciri kaktüsleri..
Uçsuz bucaksız elmacık kemikleriyle
Dişiliğin hükmeden tilki gözleri
Dünyayı kendi arzusuna göre bükmeyi öğrendi..
Güneşi içen sarı balkabakları
Kaburgalara çarpan şeker kristallerine kavuşunca
Ateşin derdestinde hakikatine eridi..
Ruha üflenen masallar
Yastıkların altında biriktikçe
Her şey gerçeklikten uzaklaşarak kendi iç dünyasına çekildi..




                    Mavi Yıldırım


                                                                                                          

                             

( Subh Ü Mesa başlıklı yazı MaviYıldırım tarafından 6.08.2025 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu