Değirmenci Teyze
Tek tek sayıp örnekler vererek karşılaştırmaya lüzum yok; ilişkilerimiz tam anlamıyla laşkalaştı.
Şunu söylemeye çalışıyorum: Tüm ilişkilerimiz sanki bir evrim geçirdi. Yirmi yıl önce yaşadıklarımızı, asırlar önce anlatılmış masallar gibi dile getiriyoruz. Biliyorsunuz ki masallarda gerçeklik kadar hayal unsuru, efsanevi yanlar da bulunur.
Rahmetli değirmenci teyzem vardı; evleri mahallenin ortasındaydı. Bahçesinden eteğine topladığı meyveleri yoldan gelip geçenlere ikram etmeden duramazdı. Biz çocukken ona “gümrük kapısı” derdik; çünkü kimi görse sorardı: “Nereye gidiyorsun? Nereden geliyorsun? "Ne götürüyorsun?” Köyün asayişinden sorumlu gibiydi; yardımseverliğiyle tanınırdı.
Berberimiz İsa abi vardı; tıraş sırası olmasa bile kapıdan gireni hemen çaya çağırırdı.
Mahallenin en yaşlısı, rahatsızlığıyla zor günler geçiren Süleyman Dede ise yıkık dökük ahşap evinin önündeki kütüğe oturur, gördüklerine seslenirdi:
“Gel evlat, otur beş dakika, bir kupa çayımı iç!”
Şimdi ise beş yıldır aynı kuaföre gidiyorum, hemen her ay uğrarım; ama bir kez olsun “çay iç” dediğini duymadım. Kahveyi, soğuk içecekleri pahalıdır diyelim, ama bir bardak çayın da hatırı yok mu?
Artık çaylar kaçak, ilişkiler bayat, insanlar kaypak...
(
Değirmenci Teyze başlıklı yazı
berberce tarafından
28.08.2025 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.