
Gökyüzünün İncisi: Kırlangıçlar
Yine bahar geliyor, ne
mutlu,
Ne mutlu, kırlangıçlara
merhaba,
Çatalkuyruklu ebabil,
tiz sesiyle,
İnsanlara merhaba
demeye geliyor.
Ellerim sana,
Sözlerim sana,
Bakışlarım da sana.
Ey kırlangıç, ellerime kon
haydi.
Özgürlüğün sesisin
biliyorum ki,
Sadakat sende gizli onu
da bilirim.
Tiz sesinle bir name
bırak kulağıma.
Yüreğimin bam telini
titret haydi.
Kutuplardan uzak
yaşarsın, soğuktur…
Sıcak iklimlere hep
kanat çırparsın.
Haftalar süren uzun
yolculular sana…
Bir an,
Bir gün,
Bir ay gibi gelir.
Havada süzülürsün telli
turnalar gibi.
Uçarken bile uyur,
tatlı rüyalar görürsün…
Konduğunda yeryüzüne
sinekler sana ziyafet
Bana gel,
Derme-çatma hanemde
konuğum ol,
Beslerim seni,
yavrularınla beraber.
Kuyruğunu düşünürüm
neden çatal!
Ey kırlangıcım…
Kırsalların nadide
kanatlısı.
Barışın ve özgürlüğün
naif nefesi
Kon avucuma haydi,
sıcaktır sana…
Uğurlar getiresin derme
haneme,
İhtiyacım var uğuruna,
inan bana.
Bahardan bir gül getir,
unutma.
Hoş gelirsin,
Uğurlar getirirsin,
Sadakati ve özgürlüğü
getirirsin,
Gökyüzünden mavileri…
Pamuk pamuk bulutları,
Taşları değil,
yağmurları getir,
Ayın çatık kaşını,
yıldızın ışığını,
Uykularından düşen
rüyalarını da…
Unutma beni…