Ne o,
elinde kalem
yine mi dert döküyorsun
en vefalı dostuna
doldu değil mi gönül hanen
taştı taşacak diyorsun
düğümlendi mi sözcükler boğazında
konuşmaktan öte yol arıyorsun
Ah dostum ah
demedim mi sana
İnceldiğin yerden incitirler
demedim mi
en zayıf yerinden bölerler
bak
dil yarası nasıl da açılmış yüreğinde
can kesikleri mi yoksa bu satırlara dökülen
her harf sanki bir damla kan elinde
üzerler demedim mi sana
gösterme yareni
tuz basarlar üstüne demedim mi
bak
nasıl da deşilmiş pare pare
ciğerin mi yoksa bu sökülen
ızdırap okunuyor her hecede
Ya bu hüzzam
dinlerken ağladığın şarkı mı
hani yağmur yağmur süzülen
Demedim mi sana
güldürdüğün yerden ağlatırlar
demedim mi
üflediğin yerden yakarlar
bak
nasıl da kor olmuş hare hare
yangın yeri mi yoksa sinen
dumanı tüter her cümlede
Ah dostum ah
boşver
sen yine de yaz her dem
yoksa nasıl çıkılır bu cendereden...
(
Cendere başlıklı yazı
hatice-kilinc tarafından
18.09.2025 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.