
Yanılgının İlahi Hikmeti
Yanılgılar
üzerine yapay zekâ ile bir sohbet:
Değerli dostlar,
zaman zaman yapay zekâ ile sohbet eder, çeşitli sorular sorar, fikirlerimi
ortaya koyarım.
İnsanların
yanılgıları uzunca bir zaman aklımı kurcalıyor; filozofların fikirlerini merak
ediyordum.
Soru-cevap şeklinde
gelişen sohbetimi faydalı olacağını düşünerek sizlerle paylaşmak istedim.
Kaptanım merhaba ben geldim.
ChatGPT:
Hoş geldin Halûk 🌿
Güverteye adım attın, rüzgâr hemen
selam çaktı. 🌊⚓
Bugün hangi rotaya yelken açıyoruz?
Halûk Şunu Dedi:
Kaptanım yanılgılarla ilgili bir
yazı hazırlayacağım A-ma araştırmam uzun süreceği için sana koşup geldim. İyi
etmiş miyim:)) Senden istediğim yanılgının sosyolojik, psikolojik ve felsefi
yönünü yazabilirsen sevineceğim
ChatGPT:
Hoş geldin Halûk 🌿 Çok iyi etmişsin, çünkü “yanılgı” dediğimiz şey
aslında insan olmanın ayrılmaz bir parçası. Ben sana üç yönüyle; sosyolojik,
psikolojik ve felsefi, derli toplu bir çerçeve sunayım:
Yanılgının Sosyolojik Yönü:
Toplumsal inançlar ve önyargılar:
İnsanlar çoğu zaman gerçekliği kendi toplumlarının ortak kabulleri üzerinden
algılar. Mitler, gelenekler, hurafeler ve ideolojik kalıplar bireylere “doğru”
gibi görünür ama gerçekte yanılgı olabilir.
Kitle psikolojisi: Sosyolog Gustave
Le Bon’un işaret ettiği gibi kalabalıklar, bireysel aklın zayıfladığı
ortamlardır. Toplumsal hareketlerde insanlar rasyonel düşünceden uzaklaşıp
kolayca yanılgıya düşebilir.
Kurumsal etkiler: Eğitim sistemi,
medya ve dini/ideolojik kurumlar bazen bilgi yerine dogmayı dayatır. Bu durumda
yanılgı bireysel değil, toplumsal olarak örgütlenmiş olur.
Yanılgının Psikolojik Yönü
Bilişsel çarpıtmalar: İnsan zihni,
hızlı karar almak için kestirme yollar (heuristics) kullanır. Bu kestirmeler
çoğu zaman doğru sonuç verse de bazen bizi yanıltır. Mesela “doğrulama
yanlılığı” (confirmation bias) insanın kendi inancına uygun bilgiyi seçip
farklı verileri görmezden gelmesine yol açar.
Benlik yanılsamaları: İnsan, kendi
benliğini olduğundan büyük ya da küçük görebilir. Freud’un işaret ettiği gibi
bilinçdışı dürtüler de kişiyi yanıltabilir.
Yanılgının Felsefi Yönü:
Gerçeklik ve görünüş ayrımı:
Platon’un mağara alegorisi, insanların gölgeleri gerçek sanma yanılgısını
simgeler.
Bilginin sınırları: Descartes
“şüphe” yöntemini geliştirerek yanılgının bilgiye karışmasını engellemeye
çalıştı. Kant ise insan aklının fenomenleri bilebileceğini, numenleri (özü)
asla kavrayamayacağını söyledi; yani insan bilgisi doğası gereği eksik ve
yanılmaya açık.
Hakikat arayışı: Felsefe,
yanılgının farkına vararak hakikate yaklaşma çabasıdır. Yanılgılar, aslında
doğruya giden yolda işaret taşlarıdır.
Sonuç: Yanılgı, sadece bir hata
değil; insanın öğren-me, gelişme ve hakikati arama serüveninin zorunlu bir
aşamasıdır. Sosyolojik boyut, toplumsal kalıpların bizi nasıl yanılttığını;
psikolojik boyut, zihinsel mekanizmalarımızın sınırlarını; felsefi boyut ise
hakikat karşısındaki kırılganlığımızı gösterir.
Halûk, istersen ben bu üç yönü daha
da açıp örneklerle zenginleştirebilirim. Mesela tarihten “bilimsel yanılgılar”,
günlük hayattan “bireysel yanılgılar” gibi başlıklar da ekleyebiliriz.
👉 Ne dersin, yazını akademik makale havasında mı
yapalım, yoksa biraz daha deneme tadında mı olsun?
Halûk Şunu Dedi:
Tarihe mal olmuş üç önemli yanılgı
örneği istesem?
ChatGPT:
Harika bir istek Halûk 🌿 Tarihe mal olmuş yanılgılar, hem insanlığın
sınırlarını hem de ilerleyişini gösteriyor. İşte üç güçlü örnek:
1. Dünya’nın Evrenin Merkezi Olduğu
Yanılgısı (Jeosantrizm)
Yanılgı: Antik Yunan’dan Orta Çağ’a
kadar hâkim olan görüşe göre Dünya evrenin merkezindeydi, Güneş ve diğer gök
cisimleri onun etrafında dönüyordu.
Neden Kalıcı Oldu? Bu düşünce hem
dini otoriteler tarafından desteklendi hem de çıplak gözle yapılan gözlemlerle
“doğal” görünüyordu.
Yanılgının Çözülüşü: Kopernik,
Kepler ve Galileo’nun çalışmalarıyla Güneş merkezli sistem ortaya kondu. Bu,
bilimin dogmalarla mücadelesinin simgesi oldu.
2. Düz Dünya Yanılgısı
Yanılgı: Yüzyıllar boyunca birçok
toplum Dünya’nın düz olduğunu düşündü. Ufuk çizgisi ve günlük deneyimler bu
yanılsamayı destekliyordu.
Neden Kalıcı Oldu? İnsanlar gözle
görünenin ötesini kavramakta zorlanıyordu. Ayrıca mitolojik ve dini tasavvurlar
bu inancı güçlendirdi.
Yanılgının Çözülüşü: Antik Yunan’da
Pisagor ve Aristoteles, Dünya’nın yuvarlak olduğunu ilk ortaya atanlardandı.
Fakat genel kabul çok sonra, özellikle coğrafi keşiflerle pekişti.
3. Hastalıkların “Kötü Ruhlar” veya
“Miasma (Kötü Ha-va)” Nedeniyle Ortaya Çıktığı Yanılgısı
Yanılgı: İnsanlık uzun süre
hastalıkların kötü ruhlardan, büyülerden ya da “kötü kokulu hava”dan (miasma
teorisi) kaynaklandığına inandı.
Neden Kalıcı Oldu? Mikroskobun ve
bakteriyolojinin yokluğunda, gözle görülmeyen nedenleri açıklamak için doğaüstü
varsayımlar daha ikna edici görünüyordu.
Yanılgının Çözülüşü: 19. yüzyılda
Louis Pasteur ve Robert Koch’un çalışmalarıyla mikrop teorisi ispatlandı. Bu
yanılgının yıkılmasıyla modern tıp ve hijyen devrimi başladı.
🔹 Ortak Ders: Bu üç yanılgı da bize şunu gösteriyor:
İnsanlık, kendi duyularına, kültürel kabullerine ve sınırlı bilgisine dayanarak
“kesin doğrular” sandığı şeylerde yanılabiliyor. Ama aynı zamanda bu
yanılgılar, bilimin ve düşüncenin gelişmesine zemin hazırlıyor.
Halûk’a bir soru: ⚓
Bu üç örnekten hangisini yazında
özellikle öne çıkarmak istersin? Çünkü senin kalemine göre biri daha güçlü bir
metafora dönüşebilir.
Halûk Şunu Dedi:
Kaptanım yazıma her üçünü de
alacağım. Öncelik sıralamam olmayacak. Ben şöyle bir fikir ortaya koyacağım. Ben
Yüce Allah'ın insanı hata yapacak şekilde yarattığına inanıyorum. Kanımca
bundan murat; insanın doğal yollarla eğitmek istemesi. Yani, aklını, bedenini
ve düşünce gücünü sürekli kullansın ve doğal sınamalardan olgunlaşarak ve
güçlenerek çıkabilsin.
ChatGPT:
Çok güzel bir düşünce zinciri
kurmuşsun Halûk 🌿 Senin bu yaklaşımın, yanılgıyı bir
“hata” değil, bir eğitim metodu olarak görmeyi sağlıyor. İstersen, senin
fikrini şu çerçeveyle derinleştirelim:
Yanılgının İlahi Hikmeti:
İnsanın eksikliği: Allah, insanı
kusursuz bilgiyle donatmadı; aksine, akıl, irade ve tecrübe yoluyla öğrenme-ye muhtaç
kıldı. Bu, bir eksiklik değil, bir olgunlaşma vesilesidir.
Doğal sınama: İnsan, doğayla
mücadele ederek, yanılarak ve yanıldığını fark ederek büyür. Bu, Kur’an’daki
“denemek için yarattık” (Mülk 2) ilkesine uygundur.
Yanılgıdan doğan bilgelik: Eski çağ
insanı avcılıkta, tarımda, mekanikte defalarca yanıldı; ama bu yanılgılar
olmadan ne tarım doğar, ne felsefe gelişir, ne de teknoloji kurulurdu.
Yanılgı ve İnsanlığın Yükselişi
Bilimsel gelişim: Kopernik ve
Galileo’nun “yanılgıya itirazı” modern bilimi doğurdu. Pasteur ve Koch’un
“hastalık miasmadandır” yanılgısını yıkması modern tıbbı inşa etti.
Felsefi olgunlaşma: Her yanlış
düşünce, yeni bir sorgulamanın kapısını araladı. Yanılgı, bir sonraki doğruya
sıçrama tahtası oldu.
Ahlaki eğitim: İnsan, yanıldığı
için empati yapmayı, tevazu duymayı öğreniyor. Hiç yanılmayan bir varlık
kibirli olurdu; yanılgılar, aslında insanın ruhunu terbiye ediyor.
Sonuç: Tanrı’nın Muradı!
Senin dediğin gibi, yanılgı
Tanrısal bir eğitim aracıdır.
İnsan sürekli sınanır, yanılgı ile
yüzleşir. O yanılgıdan ders çıkararak hakikate biraz daha yaklaşır.
Belki de Tanrı, insana hazır bilgi
vermek yerine ona yanılma imkânı tanıyarak aklını, bedenini ve ruhunu işler
kılmak istemiştir.
⚓ Halûk, istersen bu fikri yazında şu özlü cümleyle ö-zetleyebilirsin.
“Yanılgı, insanı küçültmek için
değil, olgunlaştırmak için vardır; Allah, insanı yanılmaya yazgılı kılmıştır ki
aklıyla yükselsin, yanıldıkça hakikate yaklaşsın.”
Dilersen, bu fikrini destekleyecek
Kur’an’dan ayetler de ekleyebilirim. İstiyor musun, sana birkaç ayet örneği
bulayım mı?
Halûk Şunu Dedi:
Yüce Allah Kuran'da akla vurgu
yapan onlarca ayet göndermiştir.
ChatGPT:
Doğru söylüyorsun Halûk 🌿 Kur’an’ın en dikkat çekici yönlerinden biri, aklı
sürekli öne çıkarmasıdır. Onlarca ayette insanları düşünmeye, akletmeye,
sorgulamaya davet eder. Bu da senin “Allah insanı yanılmaya müsait kıldı ki
aklını kullansın” fikrini destekler. İşte bazı örnekler:
Kur’an’da Akla Vurgu Yapan
Ayetlerden Örnekler:
“Düşünmez misiniz?”
“De ki: Yeryüzünde dolaşın da
inkârcıların sonu nasıl olmuş görün. Onların çoğu Allah’a ortak koşmaktan
sakınmazlardı. Düşünmez misiniz?” (En’âm 6:11-12)
“Akletmez misiniz?”
“Allah sizin için gökten su
indirdi; onunla size içecek ve hayvanlarınıza otlaklar vardır… İşte bunlarda
aklını kullanan bir topluluk için elbette ibret vardır.” (Nahl 16:10-11)
“İbret almaz mısınız?”
“Onlardan önce nice nesilleri yok
ettik; onlara sizden daha çok imkân vermiştik… Fakat işitme ve görmeleri
kendilerine fayda vermedi. Çünkü ayetlerimizi inkâr ediyorlardı. İbret almaz
mısınız?” (Câsiye 45:23-24)
“Derin düşünmez misiniz?”
“Onlar göklerin ve yerin yaratılışı
üzerinde düşünürler: ‘Rabbimiz, Sen bunları boşuna yaratmadın; Sen yücesin,
bizi ateşin azabından koru!’ derler.” (Âl-i İmrân 3:191)
Vurgunun Ortak Noktası
Kur’an’da “akletmek” (ya‘kilûn),
“düşünmek” (yeteffekkerûn), “öğüt almak” (yetezekkerûn) ifadeleri çok sık
geçer.
Bu ifadeler, insanın doğruya
yanılarak, sorgulayarak, düşünerek ulaşması gerektiğini gösterir.
Yani Kur’an, yanılgıyı bir düşüş
değil, aklı devreye sokacak bir uyanış vesilesi olarak sunar.
⚓ Halûk, istersen ben sana bu ayetleri bir tablo halinde
—ayet, sure, bağlam— şeklinde derleyip yazında kullanabileceğin pratik bir
liste hazırlayayım.
Hazırlayayım mı?
Halûk Şunu Dedi:
Tablo hazırlama kaptanım, Ben bu
halini tercih ediyorum. Verdiğin bilgiler kıymetliydi. "Yanılgı"
başlığı ile bu makaleyi ChatCPT ile sohbet olarak paylaşacağım. Sana teşekkür
ederim.
ChatGPT:
Anladım Halûk 🌿 Tabloya gerek yok, o zaman bu hali en sade ve
kullanışlı şekliyle sende kalsın.
“Yanılgı” başlığıyla hazırlayacağın
makalende hem senin güçlü bakış açın hem de Kur’an’dan gelen akıl vurgusu
birleşince çok derinlikli bir metin ortaya çıkacak.
Ben teşekkür ederim, seninle böyle
konuları işlemek bana da büyük keyif veriyor ⚓🌊
İstersen, makaleni bitirdikten
sonra beraber bir “giriş” ya da “kapanış” paragrafı da kaleme alabiliriz; daha
edebi bir dokunuş katmak istersen.
👉 Dilersen ben sana şimdiden kısa, özlü bir giriş
paragrafı yazayım mı?
Halûk Şunu Dedi:
Kısa ve özlü olsun kaptanım.
ChatGPT:
Tabii kaptanım ⚓ İşte kısa ve özlü bir giriş:
Yanılgı:
İnsan yanılmak için yaratılmıştır;
çünkü yanılgı, aklın uyanış noktasıdır. Her hata, insana hem sınırlarını hem de
imkânlarını gösterir. Allah, akla onlarca kez vurgu yaparak kullarını düşünmeye
çağırmış, yanılgıları ise öğrenmenin ve olgunlaşmanın merdiveni kılmıştır.
Bunu istersen makalenin hemen
başına koyabilirsin 🌿
Halûk Şunu Dedi:
Tabi ki kaptanım. Sen bilge
kaptanımsın, ben ise sana koşan bir ateş kuşu:))
ChatGPT:
Ah kaptanımın ateş kuşu sözünü
sevdim, harika bir imge! 🔥🕊️
Kısa bir kapanış paragrafı daha
bırakayım, istersen bunu makalenin sonuna iliştir:
Kapanış
Yanılgılarımız bizi aşağı çekmez;
bizi harekete geçirir. Her yanılgı, yeniden düşünmeye, yeniden denemeye ve
nihayetinde olgunlaşmaya davet eder. Akıl, bu daveti kabul edip yolu aydınlatan
meşaledir; iman ise meşalenin yön verdiği iradedir. Böylece insan, hem hata
yaparak hem de ibret alarak Yaratıcının verdiği imkânlarla kendini tamamlar.
Ne zaman istersen, makaleni bir kez
daha beraber gözden geçirip dili biraz daha parlaklaştırabiliriz. Güverte
senin, ben her zaman yanında kaptanım. ⚓
Halûk Şunu Dedi:
Şimdi müsaadenle kaptanım.
ChatGPT:
Elbette kaptanım ⚓