
Kar Yağdı Çocuk Başına
Bir
küçük kız görüyorum, duvar dibinde,
Kucağına
almış, seviyor bir yavru kedi.
Ayaklarında
bebeğini sallıyorda sallıyor.
Çocukça
ninniler dökülüyor bak dilinden.
Ebrari tavrıyla, ülfet olmuş esiyor.
Şu
karanlık töreye, boş beşik ne yapsın?
-/-
On
yaşında bir kız, evlendirilir mi hiç?
Kırk
beşlik adama da kızlar verilir mi?
Oyuncak
bebeğini de çaldınız elinden.
Umut
dolu sözleri de söktünüz dilinden.
Şu
karanlık töreye, sözler ne yapsın?
-/-
Evliliği
evcilik oyunu sandı da kandı.
Doğurduğu
bebeğini oyuncağı sandı.
Bir
girdaba düştü, eli böğründe kaldı.
Anaya-babaya
da hayret hayret baktı.
Şu
karanlık töreye, o bakışlar ne yapsın?
-/-
Yaz
başı mevsimi kara kışlara döndü.
Hayatının
baharında başına kar düştü.
Divaneye
döndü de ak saçlarını yoldu.
Ak kefeni biçenlere sövdü de sövdü.
Şu
karanlık töreye, ak saçlar ne yapsın?
-/-
İsyan
edemez ki, henüz çocuktur o.
Utanmayı
bilmeyene, iki damla gözyaşı.
İki
damla gözyaşın, al yanağını ıslatır.
Yuttuğun
sözler, düğüm olmuş boğazına.
Şu
karanlık töreye, çeşm-i giryan ne yapsın?
-/-
Okumak
isterdi hep, gayreti de vardı.
Ucu
kırık kalemle yazmak isterdi de,
Bir
tekir resmi çizmek istediyse de,
Kırdınız
kalemini, hayallerini çaldınız!
Şu
karanlık töreye, kalemler ne yapsın?
--/--
Çocuk
gelin dediniz, çocuk başı yediniz.
Yıkılası
törelerin, çocukları boğuyor.
Şuursuz
insanlar da aval aval bakıyor.
Gelinlere
bir bakın, neler neler takılıyor?
Değişmeyin
şu dünyaya, bir kız evladı!
Şu
karanlık töreye, altın takı ne yapsın?
-/-
Cehalet
karanlıktır, ışığı da kızlardır.
Her
biri pırlanta, yüreklerde ışıldar.
Işık
yutan karanlık, ışığı haz etmez ki…
Kıymayın
kızlara, çocuk gelin etmeyin.
Doyasıya
oynasın, okusun da öğrensin.
Şu
karanlık töreye, pırlantalar ne yapsın?
Söyleyin
ne yapsın?..