Helal
Helal demişler adına,
Daha doğar doğmaz dudak bükmüşsün dünyaya.
Hayatında ilk ve son kez,
Ağladıktan sonra acı çekmişsin..
Adına Helal demişler hayatı haram etmişler..!

Gözlerini kırpmadan gözden çıkardılar seni. 
Avcısına teslim olan bir ceylandın sen Helal!
En güzel elbiseleri giydirip.
Kaderini tuzlu kahveyle ikram ettiler.. 
“Helaldir” dedi  baban!
Gözlerine çaresizce bakarken 
Haram olmak istedin.
“Helallll” dedi baban!
Eğdin  başını cellatının önünde!
Alın yazının mürekkebi akan gözyaşlarına karıştı. 

Sandın ki; annenin kanatları,
Babanın kalkanları hep korur seni.
Yanıldın, yalnızdın..!
Kendi kolların kanat,
Kendi kalkanın gölgendi.
Seni cehenneme götüren ayakların altında,
Nasıl cennet olabilirdi?

Yaşamak ölmekle mi başlar Helal!
Ekilmeyi bekleyen bir filizken,
Vazoda kökleri çürütülen bir hayattın!
Mevsimsiz gelen sen değildin,
Geldiğin mevsim senindi.

Ziyan mı oluyordu gençliğin?
Müptela mı oluyordu  Helal’ine dünya?
Pencerene konan kumrular,
Özgürlüğe mi çağırırdı seni?
Perçemin düşerdi demir parmaklıklar  arasına.
Beton kokusu sinerdi küçük ellerine.

Ceylan gözlü bir körpeydin Helal!
Kırmızı bir kuşağı beline kelepçelediler!
Enkazını  gelinliğe boncuk diye işlediler!
Sahte caiz  fetvalarıyla 
Helal et oldun,
Yatak denen mezbaha da!
Ceset kokusundan beter di duyduğun sözler!
Kalbin kapıya sıkışmış gibi açıyordu!
Ezberletilmiş bir cevabı,
Diline paslı iğneyle diktiler!
“.. eevet”

Kendi çığlıkların seni uykudan uyandırırken,
Dünyayı uyuturdu!
Kabullenişini  sırtında kambur gibi taşıyordun.
Kendi veballerini yüzüne duvak diye örttüler!
Adına Helal dediler hayatı haram ettiler!
Sığamadığın  baba evindeki yuvayı,
Masum bakışlarında taşıyordun.

İnsan yokluğu özler mi?
İnsan yokluğunu özledin.
İçinde insan olmayan kalpti özlediğin.
Annelerin de çocuk olduğunu,
Çocuğunla birlikte kendini de 
Doğurup büyütürken anladın.
Bedeninde can taşırken hiç eksilmedi,
Yedigin tekme sayısı!

Giydiğin ayakkabı çektiğin eziyetler kadar büyüktü ayağına!
Gittiğin yolda kendi izlerini izledin.
Yaşanmışlığın yaşları yolların toprağını ıslattı.
Kendi yaşında kirlettin ayaklarını!

Bana bakmayın dedin! Beni görün!
Tıkamayın kulaklarınızı!
Duyun çığlıklarımı!

Güzelliğine şiirler yazılası gözlerin kan çanağı!
Gözlerin ki ürkek Maral!


Kenarından tutuşan bir perde gibi büyüdü yangının Helal!
Seni yakıp alevlerinden şikayet ettiler!
Yapabilseler, damarına sızıp,
Kanındaki alı akından ayırırlardı!
Kurdeleler bağlayıp,
Oyuncak bebek gibi süslüyordun,
Tenindeki işkenceleri!

Şimdi bu insanlık denen terazide,
Ateşini mi? Közünü mü? 
Yoksa  külünü  mü tartmalı?
Etme Helal kimseye hakkını!
Sana yaşamayı haram Edip 
Helallik isteyen hiç kimseye etme hakkını Helal!

Görmek haram olsun,
Çektiğin acıları görmezden gelenlere!
Haram olsun, haksızlık karşısındaki dilsiz şeytanlara!

Sana helal olsun Helal!
Bir tek sana yaşamak Helal!
( Helal başlıklı yazı Gönül Kütük tarafından 9/26/2025 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu