Zıt karakterliydik ama iyi arkadaştık. Yurtta kalıyorduk; ailelerimizin bizden tek beklentisi vardı: “Derslerinize iyi çalışın ve üniversite sınavını kazanın!”
Yıllar sonra anladım ki başarılı sayılmak için de, çok kazanmak için de, mutlu olmak için de, tanınır olmak için de “üniversite” kesinlikle bir ölçüt değilmiş. Sokaktan geçen gençlerin neredeyse hepsi lisans mezunu ama işsiz, mutsuz, okuduğuna bin pişman… Çoğu, okuduğu bölümle uzaktan yakından ilgisi olmayan işlerde çalışıyor.
Arkadaşım sosyaldi, ben asosyaldim.
O gezmeyi, tozmayı, alışveriş yapmayı severdi; ben hep yalnız kalmayı tercih ederdim.
O hızlı, hareketli, tez canlıydı; ben sakin, durgun ve uysaldım.
O Fenerbahçe’yi tutardı, ben Galatasaray’ı tutardım.
Şarkıda olduğu gibi: “Beraber yürüdük biz bu yollarda, beraber ıslandık yağan yağmurda…” Öğleye kadar olurdu derslerimiz yani sınava hazırlanmak için yeterli zamanımız ve imkânımız vardı. Fakat… Ne onun çabası vardı ne de benim. Koskoca yedi-sekiz ay laylaylomla geçti. Pişman da değilim; yaşanması gerekiyormuş ve yaşandı. Şimdi tüm servetimi versem o günlerin bir dakikasını bile geri alamam.
Hafif yağmurlu bir gündü. İstemeye istemeye dershaneye gidiyorduk; sanki birisi ensemize silah dayamış gibi zorla. Kaldığımız yurt ile dershane arası normal adımlarla on beş dakika sürerdi ama biz uyuşuk uyuşuk yürüyerek yarım saatte anca varıyorduk. Sabahın sekizinde davul zurna sesi duyunca şaşırdık. Çay içtiğimiz mekânın sahibine sorduk:
- Ne oluyor?
-Miting var, şu partinin genel başkanı gelecek, dedi.
İçimizde hafif bir sevinç, yüzümüzde tebessüm belirdi; çünkü dershaneyi asmak için bahanemiz hazırdı.
- Gidelim mi?
-Nereye?
-Nereye olacak, mitinge!
Fazla konuşmadan kararımızı verdik. Elimizdeki kitapları, kalemleri kafe sahibine emanet edip o partinin ilçe teşkilatının önüne gittik. Ücretsiz otobüs kalkacağını biliyorduk çünkü.
Marşlar, halaylar, şarkılar, sloganlar… Bağırıp çağrışmalar, alkışlar, yuhalamalar, ıslıklar, küfürler havada uçuşuyor. Siyasi lider sahnede halka gaz veriyordu:
“Bunun hesabını soracağız! Sormazsam…”
Hayatımda gittiğim ilk ve son miting oldu. Siyasetten de siyasetçilerden de günden güne soğudum.
Aradan yıllar geçti; söylemler hep aynı. Normal işçiler emekli olunca ya da çalışamaz duruma gelince kenara çekiliyor. Siyasette ise böyle değil; koltuk sevdası başlıyor ölene dek koltukta kalmaya and içmiş gibiler.
Emrah, sana selamlarımı iletiyor; ailenle güzel ve huzurlu günler geçirmeni temenni ediyorum.
(
Okulu Astık başlıklı yazı
berberce tarafından
27.09.2025 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.