
Hepimiz zaman zaman kaçış yolları ararız. Gündelik hayatın monotonluğundan sıyrılmak, bilmediğimiz diyarlara yolculuk etmek, başkalarının gözünden dünyayı deneyimlemek isteriz. İşte bu arayışın en kolay, en derin ve en erişilebilir yolu: kitap okumak.
Bir kitabı elinize aldığınızda, sayfaları çevirmeye başladığınızda, aslında sessizce bir yolculuğun ilk adımını atmış olursunuz. Tıpkı astral seyahatte olduğu gibi, bedeniniz bulunduğu yerde kalır, ancak bilinciniz ve ruhunuz bambaşka bir boyuta, başka bir gerçekliğe doğru yola çıkar.
Astral seyahat, bilincin bedenden ayrılıp evreni, dünyayı veya başka boyutları gezmesi fikrine dayanır. Kitap okuma deneyimi de bu tanıma şaşırtıcı derecede uyar.
Fiziksel olarak koltuğunuzda oturuyor veya yatağınızda uzanıyor olabilirsiniz, ancak zihniniz bir anda Orta Çağ'da bir şövalyenin kılıcını savurmasına, gelecekteki bir metropolde dolaşan bir dedektifin izini sürmesine veya uzak bir gezegendeki bir ırkın yaşantısına şahitlik eder. Gerçekliğinizden tamamen kopar, başka bir varoluşa geçiş yaparsınız. Bu, bilincin mekân ve zaman sınırlamalarını aşarak yaptığı bir nevi serbest uçuş değil midir?
Astral seyyahların deneyimlediği şeylerden biri, farklı varlıkların bilincini veya ruhunu hissetmek, onların perspektifinden bakmaktır. Bir roman okurken de tam olarak bunu yaparız. Bir katilin karanlık zihnini, bir kahramanın soylu kalbini, bir aşığın çaresizliğini içimizde hissederiz. O an için, o karakter oluruz. Onun seçimleriyle kaygılanır, onun acısıyla sarsılırız. Bu, kendi benliğimizin sınırlarının ötesine geçme, bir karakterin ruhuna misafir olma sanatıdır.
İlginç bir kitabın içinde kaybolduğunuzda, dakikaların saatlere, saatlerin ise bir anlık bir soluklanmaya dönüştüğünü fark edersiniz. Dış dünya ve zaman kavramı bulanıklaşır. Tıpkı derin bir meditasyon veya zihin yolculuğu gibi, kitaba odaklandığınız an, kendi gerçekliğinizin "akışkan" olduğu bir zamansal boşluğa girersiniz. Kitabın içindeki zaman, sizin dışınızdaki zamandan daha gerçek ve daha yoğundur.
Kitaplar, yazarın titizlikle kurduğu ve bize açtığı birer geçit, birer portaldir. Yazar, bu zihinsel seyahatteki rehberimizdir. Bizi elimizden tutar ve kendi yarattığı evrenin kurallarını, manzaralarını ve sakinlerini gösterir.
Edebiyatın sunduğu bu astral seyahat, salt bir eğlenceden öte, bir öğrenme ve anlama sürecidir. Bilincimizi genişletir, empati yeteneğimizi güçlendirir ve kendimizi, dünyayı ve insan doğasını daha derinlemesine kavramamızı sağlar.
Bir sonraki kitabınızı elinize aldığınızda, sadece birkaç sayfayı okumaya başlamadığınızı hatırlayın. Siz, zihninizin sınırlarını aşan, kuralları hiçe sayan ve ruhunuzu besleyen muhteşem bir seyahate çıkıyorsunuz.
Peki sizin en sevdiğiniz 'astral seyahat' rotanız (yani kitabınız) hangisi oldu? Yorumlarda bizimle paylaşın!
Yazarın
Sonraki Yazısı