Zaman, insanın elinden kayıp giden en sessiz güçtür.
Ne bir ses çıkarır ne de bir iz bırakır;
fakat arkasında koca bir ömrün hikâyesini bırakır.
Bazen bir an, bir ömre bedel olur; bazen de bir ömür,
bir anın değerini bilemez.
İnsan, çoğu zaman zamanı yakalamaya
çalışırken aslında kendini yitirir.
Oysa zaman yakalanacak bir şey değil,
yaşanacak bir dost gibidir.
Onu anlamak, akışına eşlik etmek gerekir.
Çünkü her an, bir daha asla gelmeyecek kadar özeldir.
Belki de mutluluk, zamanı durdurmakta değil;
onunla birlikte, farkında olarak akabilmektedir.
Zamanın değerini çoğu zaman kaybettiklerimizle anlarız.
Bir dostun gülüşünü, bir çocuğun ilk adımını,
bir yaz akşamının kokusunu...
Hepsi gelip geçer ama izleri kalır.
O izler, zamanın sessizliğinde yankılanır.
İnsan büyüdükçe anlar ki,
zaman aslında düşman değil, öğretmendir.
Her geçen gün bize bir şey öğretir: sabrı,
, kabullenmeyi... Gençken koşarız, yetişmeye çalışırız;
yaş aldıkça yürürüz, sadece anlamaya...
Zamanla insan öğrenir; her şeyin bir zamanı vardır.
Sevmek, susmak, affetmek, gitmek…
Acele edersen güzelliği kaçırırsın, gecikirsen fırsatı.
Hayat, bu iki uç arasında dengede durmayı bilene aittir.
Belki de zamanın sessizliği dediğimiz şey,
aslında kendi içimizin sesidir.
Dış dünyanın gürültüsünden uzaklaştığında insan,
kendini duymaya başlar. İşte o an, zamanla değil,
kendinle barışırsın
.
Mustafa Yaman
25 eylül 2025
(
Zamanın Değeri başlıklı yazı
AuBaDe) tarafından
10/9/2025 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.