🎭 Tiyatro: “Dilare”

Yazan: Hasan Sabbah
Tür: Duygusal / Dram
Yer: Sessiz, rüzgârlı bir mezarlık.
Zaman: Gece yarısı. Ay puslu, gökyüzü gri.


---

Karakterler:

Sabbah: 27 yaşında, içsel bir yorgunluk taşıyan bir adam. Kalbinde gömülü bir hikâyeyle yaşar.

Bayım (Delikanlı): Genç, duygusal ve meraklı. Bir zamanlar inandığı sevginin ardındaki gerçeği öğrenmek ister.



---

Sahne 1 – Boş Mezarın Başında

(Sahne karanlık. Mezarlık sessiz. Uzakta bir baykuş sesi duyulur. Sabbah dizlerinin üzerine çökmüş, önünde isimsiz, toprakla örtülü ama taşsız bir mezar. Elinde birkaç solmuş çiçek tutmaktadır. Rüzgâr saçlarını savurur.)

(Bayım yavaşça yaklaşır. Ay ışığı yüzüne vurur. Adımlarının sesi toprakta yankılanır.)

Bayım:
Sabbah...
Yine ben geldim.
(Kısık sesle)
Kovmuştun en son...

(Sabbah başını kaldırmadan konuşur. Sesi yorgun ama tok.)

Sabbah:
Ben kovmadım delikanlı...
Sen kendini kovdurttun.
(Biraz sessizlik olur.)
Hayırdır... niye geldin?

(Bayım ellerini cebinden çıkarır, gözleri mezarda takılı kalır.)

Bayım:
Bir şeyler duydum...
Eskiye dönmüşsün...

(Sabbah, çiçekleri toprağa bırakır. Gözlerini ay ışığına kaldırır.)

Sabbah:
Ondan öncem yok...
Eski değil, hâlâ yeni...
Sadece geçmiş olandı...
Ve ekler
(Bayım’a bakmadan)
“Bayan Ladire”yi mi kastediyorsun?

(Bayım tereddütle konuşur, kekeler.)

Bayım:
E-e-evet Sabbah...
Hâlen... seviyormusun?
Senden duyayım dedim.

(Sabbah ayağa kalkar. Mezara uzun uzun bakar. Sesinde hem sevgi hem acı vardır.)

Sabbah:
O... kalbime girmedi delikanlı.
Kalbimde bir imparatorluk kurdu.
(Elini kalbine koyar.)
Ve o imparatorluk...
Ancak kalp durunca yıkılır.

(Bayım sessizleşir. Sadece rüzgâr uğuldar. Gözleri mezara takılır.)

Bayım:
Peki...
Bir adı yok mu Bayan Ladire’nin?

(Sabbah gülümser, gözlerinden bir damla yaş süzülür. Elleri titrer.)

Sabbah:
Var delikanlı...
Olmaz olur mu?
Ama hep... dile getirmeye korktum.

(Bayım bir adım yaklaşır, sesi yumuşar.)

Bayım:
Dile getir Sabbah...
Korkma...

(Sabbah yavaşça çöker, toprağa dokunur. Elleriyle kuru toprağı kavrar, gözlerini kapatır.)

Sabbah:
Adı...
Dilare, delikanlı...
Dilare...

(Sabbah bu sözleri söylerken, rüzgâr birden diner. Ay ışığı mezarın üzerine düşer. Toprak sessizdir, ama bir yankı vardır — sanki biri fısıldar gibi.)

(Bayım ürperir, sessizce geri çekilir. Sabbah diz çökmeye devam eder, elindeki çiçekleri toprağa bırakır.)


Sabbah (kendi kendine):
Belki bir gün...
Bu boşlukta, bu sessizlikte...
Duygularım da ölür.
Ama şimdilik... hâlâ buradayım, hâlâ bekliyorum.

(Işık yavaşça kararır. Sadece rüzgâr sesi duyulur. Mezarlığın sessizliği yeniden hüküm sürer.)



🎭 Son Sahne

(Sabbah’ın sesi fondan yankılanır, uzak ve kırık bir tonda.)

Sabbah:
“Bazı mezarlar boş olur delikanlı...
Ama içlerinde bin ölüm yaşanır.”



( Dilare başlıklı yazı Hasan Uyar tarafından 11.10.2025 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu