Mutlu İnsanlar Durağı
Mutlu İnsanlar Durağı

Taksi durağında bekleyen kızın üzerinde minik beyaz, sarı çiçekleri olan kırmızı bir etek vardı. Yağmurlu havada güzel bir yürüyüş gibisi yoktur. Sağanak yağmura yakalanmadıkça taksiye binmezdi. Bugün dopdolu muhteşem bir yağmur günüydü. Neyseki bu sayede gözlerinden akan yaşlar yağmur damlaları arasına saklamakta başarılıydılar.
Az ileride bir grup genç kahkahalar atıyorlardı, çevresindeki herkesi umursamadan. Zaten neden umursasınlardı ki! Onlar Allah'ın mutlu kulları arasında sayılırlardı, en azından şuan gördüğü buydu. Taksi durağının az ilerisinde oturmanın hayalini kurduğu apartman vardı. Sakinleri oldukça elit insanlar arasındaydı. Pencereden onları merakla izleyen adam gözüne ilişmişti. Ağzının içindeki yiyeceği temizliyordu. Balık yediğini düşündü. Üzerini limonladığı balığı afiyetle yemiş, tatlı niyetine de cam balkonundan yağan yağmur eşliğinde insanların aciz hallerini izleyip keyif alıyor olmalıydı.
Az ileride bir hoca ve bir kaç öğrenci olduğunu düşündüğü kişiler yanaşmıştı. Hoca bir çok şey arasından, gençlere intihar eden kız öğrencisini büyük bir özveri ile anlatıyordu. Dinleyenlerin az daha böyle bir şeye yeltenesi gelecek kadar kaygısız ve hevesle anlatıyordu, bir kaç deneme sonrası kızın bunu başarılı bir şekilde gerçekleştirdiğini. Aklına sorular takılmıştı. "Bu kız bir kaç deneme yapmış ve kimse onunla ciddi manada ilgilenmemiş miydi? / Bu kız neden böyle bir girişimi ısrarla yapıyordu, sorunu neydi ki?" o anda keşfedilmemiş bir şeyi keşfetmişti kendinde Azize. Hayat mücadelesi içinde hiç bir zaman canına kıymayı düşünmemişti. Hayal dahi etmemişti. Yaradanın ona bahşettiği bu canı nasıl olurdu da kendi elleri ile almaya cüret edebilirdi ki! Bunu her ne olursa olsun hiçbir zaman yapamazdı, yapmazdı da. Hayatının rıhtımında gelip geçen gemileri izlerken, yaktığı feneri düşündü. Bir gece hülyasından uyanmış ve fener sönüvermişti. Onca yaşam savaşı yetenekli bir sanatçının elinde bozulan çamurdan heykel gibi yok olmuştu. Yapmaya çalıştığı yaşam yolculuğu adeta başlamadan sona doğru yaklaşmıştı. Pamuk ipliğine dönen yaşamındaki anlar birer birer kopmuş ve yok olmuştu.
Başını şehrin batı yakasına doğru çevirdi. Az ileride kendisi tüm kaygılarla yaşamını ve yaşadığı hezeyanları düşünürken karşıdan karşıya geçmeye çabalayan gence araç çarpmış ve oracıkta can bulmuştu. Azize bu defa hala nefes aldığı için şükrediyor. Yaşam an içerisinde yok olabiliyordu. Bir anda hayatlar son bulabiliyor ve bir daha gözünüzü doğan güne açamayabiliyorduk. Azize ağlamayı kesip, şükretmeye başladı. Karşıda hayatını yitiren gence dualarını göndererek. Taksi durağı içerisinde bir de elinde yeni doğmuş bebeği olan genç kadına kaydı gözleri. Bebek ve annesi ne çok güzellerdi. Gülümsedi annesi Azize ile göz göze gelince. Azize de gülümsedi. Yaşamın mucizeleri adeta bugün kendi için ışıldıyordu. Hayata daha bir azimle tutunması için. Az ilerisinde bir çift kumrular gibi sarılmışlardı. Nispet yaparcasına gülümsüyorlardı. İçi cız ederek izledi onları. Yaşayan sonunda başarıya ulaşan umut ve aşk dolu iki tutkulu sanatı izlercesine izledi bir müddet onları. Film sahnesinden çıkarcasına mutlu taksi durağından ayrılıp binanın arka tarafından çıkıp tepesinde hale varmış gibi duran binaya doğru yürüdü. Binanın arkasından parlayan şeyin dolunay olduğunu anlaması uzun sürmedi. Kapıda onu bekleyen Süprizi görene dek dolunayı izledi. Başını önüne eğdiğinde kalbi yerinden fırlarcasına çarptı. Nefesi kesildi. Vücudu kaskatı kesildi. işte o karşısındaydı. Sevdiği adam. Uzun boyu, kumral sarışın bal rengi saçları ve eşsiz gülümsemesi ile ışıl ışıl, pırıl pırıl parlıyordu. Gecenin zifiri karanlığını aydınlatan bir sokak lambası gibi, bir ışık gibi. bir sevgi dolu kucak dansı yapan iki gün gibi. Sadece seks değildi onların ki koca bir sevgiydi. İçten, yürekten, sımsıkı bağlanmış hayat, nefesini kesen yaşam gibi. Yakamoz gülümsedi sokağın diğer ucundan, köprüden geçen araç korna sesleri karıştı kahkahasına eşlik edercesine. Güçlü bir kadındı o. Şimdiye dek o hayatına girene dek karanlıkta yürüdüğünü hiç fark etmeden cesurca yürümüştü yolları ve kat etmişti mesafeleri. Oysa şimdi onun kollarında ne kadar güçsüz olduğunu onsuz bir yaşam düşünemediğini düşünerek.
Sevgi tüm zamanlarda kazanan olmalıydı. Tüm zamanların kazananı. Karanlığın aydınlık olanı.

Yazan :Nurcan Doğru

( Mutlu İnsanlar Durağı başlıklı yazı nurcan-dogru tarafından 10/30/2025 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu