Yağmurun son damlası düştü hocam
Gök gri bir sessizliğe çekildi
Ve şehir kendi nefesini bile duyamayacak kadar
Derin bir suskunluğa büründü
Sokaklarda gezinen o eski kokuyu bilirsin
Islak taşlara sinmiş yarım bir hikayenin kokusu
Bir türlü tamamlanmamış bir hatıranın izi gibi
Ayaklarına dolanır ağırlaştırır yürüyüşünü
Ben o sokaklarda ilerlerken
Her adımımın altında başka bir anı çatlıyordu sanki
Bir zamanlar kahkahalar duyulan kapılar
Şimdi yüzüme kapalıydı
Pencereler nemli bir hüznü dışarı sızdırıyordu
Ve rüzgar
Her zamankinden daha yorgun bir tonda esiyor
Sanki o da yağmurla birlikte bir şeylerini kaybetmiş gibi
Köşelerde birikmiş yapraklara tutunuyordu
Sokağın en köhne lambası titriyordu hocam
Sanki içindeki ışıkla kavga eden bir kalp gibi
Bir yanıyor bir sönüyor
Bir umuda tutunuyor bir pes ediyordu
Ben her sönüşünde
Belki bu kez tamamen gider diye düşünüyordum
Çünkü şehirde hiçbir şey artık
Bağlanacak kadar kalıcı durmuyordu
Bir köşeye geldiğimde
Sanki zaman oraya sığınmıştı
Adımlarım yavaşladı
Nefesim ağırlaştı
Birinin yıllar önce bıraktığı bir cümle dolandı etrafıma
Belki kal demek istemişti biri
Belki ardına bakmadan giden birine
Son bir bakış bırakmıştı bu sokaklara
Belki de söyleyemediği bir söz
Yağmurun altında eriyip
Taşların arasına karışmıştı çoktan
Ve biliyorum hocam
Bazı sözler söylenmediği için acıtır
Bazı bakışlar verilmediği için yaralar
Sokak da tam bu acının üzerine kurulmuş gibiydi
Sanki her taşı
Birinin içinde sakladığı bir suskunluğu taşıyordu
Her gölge
Söylenmemiş bir cümlenin ardına gizlenmiş gibi
Adımlarımı kendi içine çekiyordu
Yürüdükçe fark ettim ki
Beni en çok üzen
Yağmurun unuttuğu sokakların yalnızlığı değildi
Yağmurun bile hatırlayamadığı insanlardı asıl ağır gelen
Kim bilir kaç yüz geçti buradan
Kaç gülüş düştü bu duvarlara
Kaç gözyaşı kaldırımda iz bırakıp
Görünmeden kayboldu
Şehir unutmuştu hocam
Ama sokak unutamamıştı
Her adım bir hikayeyi hatırlatıyor
Her köşe beni durdurup
Görünmeyen bir yüke dokundurtuyordu
Belki bu yüzden kimse geceleri buradan geçmiyor
Çünkü bazı sokaklar insanın içini değil
Geçmişini acıtır
Yolun sonuna yaklaştığımda
Bir şey oldu
Sanki yağmurun unuttuğu her iz
Bir anda geri döndü
Taşların ıslaklığı yeniden konuşmaya başladı
Rüzgarın sesi bir cümleyi tamamladı
Gecenin koynuna saklanmış tüm suskunluk
Bir anda yüzeye çıktı
Ve ben
O sokakta durup ilk kez anladım
Yağmur bazen her şeyi yıkar
Ama bazı sözleri silemez
Bazı sesler bazı hatıralar bazı kırık nefesler
Taşların arasına sıkışır
Ve yağmur ne kadar yağarsa yağsın
O izleri alamaz
İşte bu yüzden hocam
O sokaklar hala konuşuyor bana
Bir sokağın sesi olur mu bilmem
Ama ben duyuyorum
Yağmurun tamamlayamadığı hikayeyi
Yarım kalan bakışı
Söylenemeyen son sözün ağırlığını
Ve şehir bana bir kez daha
Kendini unutturmadan fısıldıyor
Her suskunluğun bir sahibi vardır
Kimse bilmez kimse görmez
Ama sokak hatırlar
Yağmur unutsa bile
Sokak unutmaz
İsmail Gökkuş