Ayrılık bazen bağıra çağıra gelmez

sessizce kapının önüne bırakılan bir mektup gibi durur

bizim ayrılığımız da tam öyleydi

ne sen beni kırdın ne ben seni

ama ikimiz de sustuk ve o sessizlik kendi kendine büyüdü


O son karşılaşmamızda yüzünde tuhaf bir soğukluk vardı

hani bazı bakışlar vardır ya insanın içini ısıtmaz aksine üşütür

senin bakışların da tam öyleydi

sanki içinden bir şey çekilip alınmış yerine bomboş bir oda bırakılmış gibiydi


Ben yaklaşmak istedikçe

sen sessizce geri çekiliyordun

sanki git demiyordun ama gelme de demiyordun

arada sıkışıp kalmış her kelime aramızdaki mesafeyi büyütüyordu


O an anladım

ayrılık kapıyı çalmamıştı

zaten çoktan içeri girmişti

biz sadece geç fark ettik


Konuşmadık

kırılmadık

ama yine de koptuk

çünkü iki insan konuşmayı bırakınca

zaman konuşmaya başlar

ve zamanın söylediği gerçek her zaman en çok acıtır


Sen gittin

ben kaldım

ama geride kalan ben değildim

içimde boşalan yer

eksik kalan yanımdı

ve o eksiklik senden çok daha yüksek bir sesle susuyordu


İsmail Gökkuş 

Devam edecek

( 2. Bölüm – Ayrılığın Kapımı Çaldığı An başlıklı yazı duygunun.kalemi tarafından 22.11.2025 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu