Siyah-beyaz bir fotoğraftan çıkıyorsun. Hiç yüzüme bakmıyorsun.

Kurumuş gölgeler dökülüyor boşluğunun yerine.

Acı bir duman sızlatıyor ciğerlerimi ve sen gidiyorsun.

Sessiz yıldırımlar konuyor saçlarıma..

 

Çocuksu bir öfke koyup avuçlarıma, ardından sallıyorum.

Ellerimden kayıp, gözlerimden süzülüp,

Yüreğimden süzülüp gidiyorsun.

Ardından bakmamı istemiyorsun; yoluna devam et diyorsun..

 

Oysa yollarımı toplayıp gidiyorsun. Işığımı söndürüp..

Karanlık çıkmazlarda kördüğüm olup yıldızları seyrediyorum.

Yakamozun elleri kadar uzaksın benden;

Balığın içindeki emanet kadar..

Dokunmaya çalışınca hayaline,

Cama çarpmış su gibi dağılıyor parmaklarım..

 

         Ve ben yıldızlara bakıyorum…

Birden yüreğinin gölgesi düşüyor gözlerime.

Beni çağırdığını işitiyorum yaprak hışırtıları arasında.

Garipsiyorum ama hoşuma gidiyor..

 

Yıldızlara bakıyorum boyuna.

Düşlerde mi yorulmak zor, gerçekte mi?

Düşler mi daha hızlı, yoksa gerçekler mi?

         Ayıramıyorum..

 

Baktığım yıldızların seni gördüğünü ümit ediyorum.

Boyuna yıldızları seyrediyorum.

Bunların sahibini düşünüyorum

Güzelliğinden başım dönüyor.

“Yıldızlar var ya” diyorum; “Yıldızlar var ya işte..!”

 

Bir çoban yıldızının rehberliğinde, bir seher vakti varıyorum sılaya.

Yağmur kokulu topraklarıma.

Sonra gelinciklere yağmur yağdığını görüyorum.

Bir yağmura acıyorum bir gelinciğe.

Yağmur gelinciği anlamaz, gelincik yağmuru kaldıramaz.

Seni beklemekten yoruluyorum.

Yüreğime kara sular iniyor.

Sen beni anlamazsın; yüreğim kara suları kaldırmaz..

 

         Ve ben boyuna yıldızları seyrediyorum.

Geceye olan sevdamı demliyorum, nemli bakışlarımda.

Avuçlarımı sıkıyorum öfkemi hissetmek için.

Ateşe yönelen pervaneleri görüyor

Ve sevdamın yetersizliğini anlıyorum.

Derken yüreğimi sıkıyorum.

Asıl sevdayı hissetmek için

         Ama sen gidiyorsun..

 

Sen gidiyorsun!

Sılamı bohçalayıp, yuvamı sırtlayıp, sevdamı yüklenip gidiyorsun..

Tek yıldızlar duruyor başımda.

Bir de yıldızların sahibi..

 

Birden çiçeklenmiş bir ağaç oluyorum.

Meğer sahte ayazlara tutulmuşum.

Susuz olmadığımı görüyorum; ancak kuyuya uzanamıyorum..

 

Üşüyorum; güneşin ellerini görür gibiyim.

Uykusuz kalıyorum ya da düş görüyorum

Ardından yüz arşın yol gitmişim

Dönüp ardıma bakıyorum;

Yerimden kımıldayamamışım!

[Bir varmış(ım) bir yokmuş(um)]

 

         Oturup yıldızları seyrediyorum..

 

Çok güzel olduğunu söylüyorlar.

Ancak senden bahsetmiyorlar.

“Gördüğün tüm güzelliklerden daha güzel”!..

         Anlayamıyorum..

 

Birer birer yıldızlar da eksiliyor başımdan

Issız soğuk bir sahilde yapayalnız kalıyorum.

Kara kara düşünüyorum

Akrepler yürüyor geceye doğru; akrepler iliklerime doğru..

Bir ateş çemberi içinde sana sevdanı iade ediyorum.

Gözlerim yanıyor, kalbim acıyor,

İçimde bir yer var ki ince ince sızlıyor.

Gülleri kızartan bir ateş sarıyor benliğimi.

Başımda duran yıldızlar yok artık, Sahibi var

 

“Gördüğün tüm güzellerden daha güzel!”

                  

                            Galiba anlıyorum…

( Gidiyor Musun başlıklı yazı Elmas Çayırcı tarafından 6.07.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu