SİNEK

 

AHMET İLHAN

 

Şu yaz günlerinde eminim sizler de sineklerin tacizinden rahatsız olmuşunuzdur. Eskiden şehirlerde daha fazla sinek olur, insanlara hayatı çekilmez yaparlardı. Şimdi modern kentlerde uygun ilaçlamalar yapılarak sorun asgariye indirildi.

Hani sinek küçük ama ya da sinek pis değil ama gibi başlayan sözlerimiz vardır. Firavunu bir sineğin katlettiği de anlatılır.

Eğer birine tebelleş olur ise sineği doğal yollardan yenmek neredeyse imkânsızdır. Elinizle kovalasanız, yüzünüzü kapatsanız, burnunuzu çekseniz, kaşınızı oynatsanız fark etmez, yüzünüzü bırakır, ayağınıza elinize, alnınıza konar ve kalkar. Sinek bu konup, kalkmalarıyla kişiye bir zarar veremez, ama çok çok rahatsız eder.

Sineğin ömrü kısadır, kendisi küçüktür ama etkisi sarsıcıdır. Eğer kişi kendini rahat konumuna getirmiş ise ki, genelde hep böyledir. Sinek rahatı bozmaya yeter. Ya ondan kurtulacaksınız, ya doğal ömrünün sona ermesini bekleyeceksiniz, ya da rahatsız olmaya devam edeceksiniz.

Hani hiç faydası yok da değil. En azından rehavete kapılmanıza engel. Uyanık olmak ve dikkatli olmak için bir uyaran olarak algılanabilir.

Öte yandan, eğer çalışıyorsanız, sizi meşgul edeceği için, kendiniz için çok önemli işleri yapmanıza motive olmanızı engelleyen bir rolü olduğunu da görmeliyiz. Sinekle uğraşmaktan başka işlere vakit ve enerji kalmayabilir.

Şimdi bu sinek muhabbeti nereden çıktı diyeceksiniz.

Yerel seçimlerden bu yana siyasetimizin kazandığı önemli bir figür var: Kemal Kılıçdaroğlu. Uzun zamandır Onun izlediği siyaseti takip ediyorum. Bu siyasetin neye benzediğini bulmaya çalışıyorum. Sonunda geçen Pazar gittiğim piknikte, hamağa uzanmış dinlenmeye çalışırken tebelleş olan bir sinek rahatımı bozup, tadımı kaçırınca işte tam böyle bir şey dedim.

Dokunuyor kaçıyor. Her dokunuşu kareye giriyor, her kaçışı görülmüyor. Dokunuşları izleyenlere keyif veriyor da dokundukları için aynı şey söylenemez.

Dokundukları, el kol salladıkça O daha bir keyif alıyor ve yeni dokunuşlar yapıyor. Yer değiştirse arkasına geliyor, bir yerini kapatsa diğer yere dokunuyor. İş yaptırmıyor, dinlendirmiyor. Öyle ahım şahım bir zarar da vermiyor.

İnsan sinekle nasıl baş edeceğini öğrenmiş bir varlıktır. Ya bir de affedersiniz bir hayvana tebelleş olsa ne olur. Büvelek tutmuş, sineklenmiş hayvanın zıplamalarını, sıcakta çektiklerini görenler bilirler.

İyi ki insanoğlu sineklerle nasıl baş edeceğini öğrenmiş.

Aman bu yazıdan çıkarak bir de “sinek” lakabı çıkarmayın.

Ben hala piknikteki “sinek”ten nasıl rahatsız olduğum konusu üzerindeyim. Başka sinekler beni çok ilgilendirmiyor.

Ayrıca o piknikte beni rahatsız eden sineğin akıbetini de bana sormayın lütfen.

( Sinek başlıklı yazı ahmet-ilhan tarafından 29.07.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu