Gün neşter yaralarından uyanmış sabahlara
Gitmelerin toplamında kaldı kör bir nokta
Nakarat nakarat ezberletilmiş bir sevda
Dudaklarımdan fırlayan bu beşik kertmesi düş
Sana bu kadar mı zordu Düş/üş
D/üşüyordum teninin deniz kokan iklimlerinde
Lacivert geceler kendini çekerken zeytin dallarına
Tırnaklarımla kazıyordum kendi yatağımdaki hayalleri
Seni görmek adına
Şimdi gitmeler dayanmış kapıma
Ne fayda . . .
Senin bakışlarında ölüm olduktan sonra
Ben en çok kırlangıçlara özenirdim
Ne seni ,
Ne beni
Sadece toplu göçe mahkum bizi götürürdüm
Bir mum yakardım geceye ,
Damla damla sensizliğe akardım
Kursağımda kaldı İstanbul
Aynı şehir ,
aynı aşklar
İsmim farklı diye
aşkımı küçümsemek niye
Gideceksin illaki
Git o zaman / gittin demek
Bitirdiğinde dönme geriye
Geriye dönersen sende
Benim gibi
acılar içinde
Şimdi tutma ellerimi ,
Son veda bu
yakışmaz özenli sözler
Sadece özür dilerim de
Sonra arkasından ,
pardon yanlıştık zaten
" Aşk dediğin özür ile pardon kadar zaten "
Şimdi git kendine bir şehir seç
Uzak bir diyardan gözlerini dik bana
Ve ben
her denizin dalgasında seni göreyim
Neden vardı gözlerin ,
saçların
Ellerinin çizgisinde kaybettiğim düşlerim
İlk öpücüğüm ...
Kanıyorum cennetlere ,
Bildim ki susulacakmış adının geçtiği her hecede
Ört üstümü gözlerinle
Şimdi son kez fısılda
tek kişilik bir masada
İki adımımda bir sen çık karşıma
Göçmen kuşlarından kalma
Üç güne kadarmış meleklere " sevda "
Gözlerini saçlarıma sürdüğünde anladım
Kanayan masum çocukluğumu
Şimdi durma ayart beni "ayrılığa"
Kıyamet değil ayrılık ,
sadece gereklilik " Aşkta "
Muhammed Yalçınkaya - - Düşlerim Kıyılarına Çarpıyor - -