Gece beksisin sen

Karanlığın koynunda nöbet bekleyen

Gün ağarmadan seçilemeyen

Soğuk bir ay gibi kabuğuna çekilmişsin

Yetim yıldızlara ana kucağı kolların

Ve yanında olmak isteyipte

Meskeni mekânı birkaç mısra olan

 

Şimdi güneş doğar tan yerinin karnından

Götürür geceyi nöbetin biter

Sen ters düşmüşsündür gündüze

Bir damlacık içtin diye özgürlük şerbetinden

Açıyorsun diye kardelen gibi kar altından

Boyun eğmedin diye düzene

Sevda çiçekleri büyüttü diye yürek

Kahramanca ve inatla

Sizler onu yargılamadan astınız ya geceye

 

Bu şehrin mağluplarına karışmadın işte

İstanbul ağlamaz oysa

Eylül yağmurlarıyla boşaltır içini

Soğuk taşlara çarpa çarpa gözyaşları

Vurur kaybedenleri

Islatır kaldırımda yatanları

Üşütür sıcacık düşlerini

 

İstanbul sevdalıları yakar

Hep savrulsa da kül kül

İçlerinde kor kalır

Susanlar?

Harcanmış hayallerin ervahıyla inler

 

Sen bu sokakların kadını değilsindir aslında

Yağmur sularında çırpınan bir serçesin

Yüzünde kasırgalar kopsada

Ne olur inancını yitirme sakın

Biliyorum, geceyi gökkuşağına çevireceksin

( Gece Bekcisi başlıklı yazı Saliha Kaşkır tarafından 13.08.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu