Yem olmamak için kurtlar sofrasına
Sığınmıştı genç bir delikanlıya
Gezerken gecenin sokaklarında
Göz göze geldi gözleri geceden daha kara
Bu âlemde kadın olmak zordu
Solgun yüzüne renk veren kırmızı bir rujdu
Örtünmüştü geçmişin sessizliğini
Giyindiği elbise üzerine bol geliyordu
Korkunca anıların sesinden
Girdi adamın koluna karıştı geceye
Başladı koşturmaca kalabalık arasında
Belki de ihtiyacı vardı unutmaya
Nasıl bir yazgıydı onu sürükleyen
Köyünden kaldırıp buralara getiren
Nasıl bir rüzgârdı ona esmeyi öğreten
Eserken kâbuslar gördüren
Umutlarını keşkelere öldürten
Yeni şarkılar mırıldanırken dudakları
Yüreğinde bitmek bilmez hep o acılı şarkı
Şimdi kime anne diyordu yavrusu
Onu mahveden masum bir gençlik hatası
Deli akan kanın damarlarda durmaması
Suyun saflığında kirlenmişti
Benzemişti oda ötekilere
Anasının hep örnek verdiklerine
İncinmişliğin gövdesinde çaresizdi
Geçerken bir yazgıdan diğerlerine
Kaybın kaydını tutmayı bıraktı
Unutma hakkını kullanıyordu
Titrerken karanlığın elleri arasında
Dalından erken koparılan çiçek gibi
Her koklanışında taş kesiliyordu içi
Ömrünü dağlıyordu gülün dikenleri
Kendine hayat diye seçtiği bu yerde
Gözleri gülerken yüreğine ağlamayı öğretti
Unutulsun diye uzatılan bir içimlik sigarayla
Yem olmuştu kurtlar sofrasına