o zamannar hinciki ğibi
bi(r) tomafil filen mi var
ne arar yollarda atlı-arabalı
olsa bile goynumda paramı var
zati hasdaneye
mı(h)tar yazividi de
“fakır ilmaberi[1]”ynen aldılarıdı
yol bilmeeen,
iz bilmen dedikleyin
yayan-yapıldak
guşluk vahtı çıktıysam yola
Salır, Gursarı, Ayıplar, Akdışar
o gedenlerde
hala bilmen başga köy var mı
ordan geşdim mi
nerden geldim,
nereyi na-zaman geşdim bilmen
hasdaneye gayınbobam
kendi Gök Memetlerin boz eşşekde
ben de Dört Osmannarın eşşenen
götürdüydü
Amad’ım terkimde
sırtımda sarılı
nerden geldik-nerden geşdik
yolda yolakda
ne gediyokan
ne geliyokan
bi Alla(hı)n guluna ıras gelmediydik..
Tokmacığı bu tarafa sapıvırınca
bi ağrı-bi ağrı yağırnımda,
ceneğimden[2] azı yokarı
çinizime[3] do(ğ)ru
duyduğum mu var Alla(hı)nı se(verse)n
ha gerşi!
ayaklarım gediyo emme
narasın ben başga yerlerdeyin
nası baş etdim onca yolu
nere ğediyon bildiğim mi mar
hinci filen olsa narasın
baş edilcekleyin mi o yollar
bi zamannar yanılsam da yüzünguyu getsem
Garadallı’ya a(ğ)zıaşşa geder varıdım valla
neye biliyon mu
işde, Beldecik’de ikindin geçeni,
annacımdan gelividi Ak Memet,
“-İminee” dedi,
“-hayırdır, İmine bacı”
…..
“nerden geliyon”
yüzüne bakagalmışıyın,
…
hinci aklıma ğelide
tüylerim diken dilen olu valla
enseme bıçak saplanmış gibi
gözlerimden yaş boşanır
Ak Memedi göresiya
nere ğetdiğimi bilemediydim
bin yatdan
bi tanıdık evladır