efrat edilmeyenler, oyuna alınmayanlar ve kızlar
elleri koltuklarının arasında
arada bir, bir ayaklarını kaldırırlar
ötekini soğuktan uzaklaştırırlar sonra
sonra cesarete gelip, kar yuvarlarlar
güya kardan adam yaparlar,
kaymaktan bıkanlar onlardan geri mi kalacaklar
Asara doğru tırmanırlar
ve büyüyen kar kütlesini aşağı yuvarlarlar
onlar uğraşakoysunlar
öbür gruptan biri, daha yukarı çıkar
sonra diğerleri
derken zaptedilmez olur kar kütleleri
ya dağılır, ya aşar Dıngıdığın çeleni
sonunda Asarın altından aşağı yol yol açılmış, kar
yüzünde yol yol gözyaşlı çocuklar
ve rekabete, oyuna doymamış çocuklar
ömrümüze kış, çocukluğumuza anılar
kar yağar
rüyamızda bile karabasanlar
yarışlar başlar
kardan adam yapar,
düşer kalkar,
üşür aldırmazlar
çok geçmez pırıl-pırıl güneş ışığı
apapbak[1] aydınlatırdı etrafı
gözlerimizi kamaştırırdı[2]
toprak hafiften buğulanır
ortalığı bir toprak kokusudur sarmış
topraktan buğular çıkardı
uzaklarda biryerlerde ebemkuşağı[3]
“-altından geçen oğlan kız,
kız oğlan olurmuş”
kızlar, oğlan olmaya iştahlı
delikanlılar da bahtsızlığına
“-anamdan kız doğardım,
ben de şans olsa”
diye hayıflanırdı
ama erkekliği kimseye bırakmazlardı
sanki kız olan birine rastlanılmış
öyle de olsa beynimizde
böyle bir tehlike vardı