KALKSANA ANNE

Bu mektubu, soğuk mezar taşına oturup,
taze toprağını avuçlarımda ufalayarak yazıyorum annem.
Hava biraz yağmurlu.
ve yağmur, gözyaşlarımı da alıp sürüklüyor anne.
Oysa;
Yağmurun yağışını, pencere önünde birlikte seyrederdik seninle.
Omzuna yaslardım başımı,
nede güzel kokardın.
Yanındayken kendimi öyle güvende hissederdim ki anne.
Hayal gibi ama,hatırlıyorum.
Her gece üzerimi örtmeye gelirdin usulca.
Omuzlarıma kadar örtüp yorganı,
sonra da yanağımdan öperdin sıcacık.
Biliyor musun anne?
Aslında ben, uyumadan beklerdim o gelişlerini.
Sıcacıktı nefesin,
hele o kısık sesinle "canım yavrum" deyişin,
hala kulaklarımda.
Babamın pazarda harcaman için verdiği harçlıktan illaki arttırıp,
abimle benim ceplerimize sıkıştırırdın.
Arkadaşlarınız yanında mahçup olmayın derdin.
Aslında, en samimi arkadaşımız sendin anne.
Oturup derdimizi dinlerdin.
Zaten hiçbirşey saklayamazdık senden;
anneydin ne de olsa, hissederdin.

Sokakta yaramazlık yapıp, kaçarak eve gelirdim.
Babamın gelmesine yakın,
korkumdan uyurdum hemen.
Babama şikayet edersin diye korkardım,
ama söylemezdin.
Ben, şakacıktan uyuyor gibi yapıyordum anne,
sonra da kalkardım şikayet etmediğini anlayınca.
Hadi anne, sende benim gibi şaka yaptım de.
Az sonra kalkacakmışsın gibi geliyor yattığın yerden.
Hadi; hadi, kalksana anne.
Cennet senin ayaklarının altında;
Oysa biz, daha o mukaddes ayaklarını öpemedik.
Gitme anne,
böylesine zamansız, böylesine amansız gitme.
Biz daha, cenneti hak edemedik,
Cenneti hak edemedik anne.
İşte bak;
giyinip kuşanıp, baş kaldırdım dağlara inat.
Ama, sen arkamda yokken,
ben kendimi zavallı hissediyorum anne.
Kalksana anne;
Yine arkamdaki dağım ol,
yolumu bekleyenim, gözyaşımı silenim ol anne.
Dağlar yıkılmaz sanırdım;
Meğer yıkılırmış, meğer yıkılırmış anne.

Hiç unutmam.
Abim askerdeydi.
Sen, sineni gere gere, başın dimdik,
"asker anasıyım" derdin, konu komşuya.
Derdin de, hep gizli gizli, hep için için ağlardın.
Biz, gizli ağlamayı unuttuk anne.
Hıçkırıklara boğulduk,
gözyaşlarımıza, yağmurlar ağlar oldu anne.
Hadi; hadi, kalksana anne.
Daha, helalliğini alamadık,
Daha, kokuna doyamadık,
Daha, doyasıya sarılamadık.
Kalksana anne.
Cennet, ayaklarının altındaydı.
Biz daha,
Cenneti hak edemedik anne.
Biz daha;
Cenneti hak edemedik...!

ZEKİ YÜCEEL / MÜEBBET- MART 2006
( Kalksana Anne başlıklı yazı zeki-yuceel tarafından 16.05.2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu