--
Hayat ne kötü pazarlık ediyor be gülüm...?
Kendi dokunuşlarımda pespembe bir dünyam vardı oysa. Umut çizelgem iki dudak arasında sıkışmadı ya da silebilme ihtimali olmadı hiçbir silgecin. Hayat törpülüyordu eskimişliklerimi oysa hiç eski düşüncem olmadı..
Balkonlara bakardım gece gezinirken sokaklarda, ah ne mutlu kahkahalar asılırdı yıkanmış duru sularda mis gibi kokan esvaplar gibi. Üzülsem busesi titretirdi senden armağan dudaklarımı, üşüsem sıcak bakışlarını anımsardım gözlerim ısınırdım. Hayat ne katı pazarlık ediyor be gülüm: sendeleyip düşsem ağrıyan ya da kırılan yanlarımı hesaba katmaz amma kat kat hesap sorar düştüğüm kaldırın..
Sabah güneş açardı mahmurluğumu katıksız düşlerim kahvaltım olurdu.
Öğlen acıksam her hangi bir lokantanın, her hangi bir camından, her hangi bir yemeğine göz ucuyla bakar doyardım. Cebimde para olsa son meteliğime kadar simit alır kuşlara yem yapardım.
Hayat ne kötü pazarlık ediyor be gülümmm..
Etrafa baksam, sana doğru adımlarımın koşara durduğunu anımsardım. Saçlarım dağılırdı ya ah saç ta kalmadiki bende kel kaldım. Karşımda her hangi bir parkın, herhangi bir bankın, her hangi köşesinde oturan kadını sen sanırdım. Yaklaşıp delice bir serenomiyle şapkamla selamlardım.
Ben ne zaman gülümsemeye dursam vedan sol yanıma asılır üzütüye dalardım. Hayat sen demekti, seninle pazarlığım sonuçsuz ben yenik....
Hayat çok çetin pazarlık ediyor benimle gülüm...
Nurettin Önder