Kimdi alnıma nefesini değdiren sır
Rüzgar yüzümden geçti zemheriydi soludum
Eylüldü saçlarının dalgasında kayboldum
Yıldırım çarptı o anda yüreğime
Beynime doğru yürürken, yıldım anlarda
Yosun tutmuş ağaç gölgelerinde uyudum
Aşk odu değmiş yarama bastırınca kayboldum
En derin korkum yetersiz olmaktı
Hayata, sana, gözlerine yersiz olmak
Karanlıkta söylenmiş bir hece aşk ve mum
İçine sis karışmış gecelerde kayboldum
İstediklerimi vermedi zaman bana
Kırbaç yedim çıkarken basamakları, istedim
Sonra sevdana bağlanmış kör düğüm oldum
İsyan dolu sözcükleri savururken kayboldum
Ayaklarım yere basınca öğrendim yaşamayı
Sevmeyi, umut etmeyi, nefreti, yaşlandım
Terk edildiğim limanlarda içtim yudum yudum
Deniz köpüğü değmiş urganlarda kayboldum
Sayısız kereler adaklar adadım, nafile
Muska yaptım sözlerini, adını verdim yıldıza
Son kez gözlerinde takılı kalmıştım, yorgun
Bakışının derinliğine daldığımda kayboldum
Kağıda acı yazdım senden sonraları
Kalemin dokunduğu yerler acıdı, kaldım
İncinmiş mısralarla sevgiliye okudum
Sol yazan anahtarın nağmesinde kayboldum
Şimdi bul beni şafağı elinde tutan kadın
Kapında bekleyen yıllanmış bir nadan
Kül tutmuş yüreğine kayıtsız yakıt oldum
Gülünce güller açan gül teninde kayboldum