Adam;
ne zaman tuzuma karışsa tuzun
her dokunuşun
bedenimde zikir töreni
her dalgada fırtınanı kumsalımda dindiriyorsun
köpüklerin sırnaşıyor bağrıma
ağır aksak adımlarımda
sessizliğe gömüyorum kendimi
sussam benimle gök ağlayacak
konuşsam öleceğim kahrımdan
biliyor musun;
önce sözlerin dokundu bağrıma ok gibi
sonra gidişin derinden vurdu
umuda tutunan kelebekler öldü ardından…
erkeklik gururdur diye
susuşlarım vardı
vardı da
neye yaradı
kanımda kaynayan özleminden kapılırdım hayata
hayat benim için sen
sen benden ibarettin
işte böyle hayatı ederken kendime şikayet
kabuk bağlayan yaralarım kanıyor şimdi
ve
ne zaman hasretime karışsa hasretin
ben başka bir ben
ben başka bir sen
ben..
ah ben
ben nerde hata yaptım…
açım sevgiye
cilalanmış bedenime sürülü günahlar
kayar gider temizlenir senin sesinde
şifa niyetine
biliyor musun
her rüzgar serinliğinde avutur kendini
tıpkı benim hayalinde avuttuğum gibi kendimi
ah be sevgili
zaman kamçılıyor istemlerimi
sana susarken ruhuma batan düşünceleri
kadınlık onurudur diye
kaçışlarım vardı ya
neye yaradı
maviyi kararttım gözlerinde
sanrılı gecelerimde bir mola anıydın sen
sol göğsün nerede yastık niyetine
ah sen…
içimde her gün daha da büyüyen
vaz geçsem senden
kalır mı ki böyle mavi bir ben
artık dön
dön hata yaptığın yerlerden
adem efiloğlu