OSMANLI’DAN TÜRKİYE’YE

Zamanın hüsranla örtülmüş döneminin buhranlı anlarından her birinin zuhur ettiği bir zamandı. Hoşgörü ile süslenmiş 600 yıllık zamanın son haddine gelinmiş koskoca imparatorluğun son zamanlarıydı.

   Her yerde bir zulüm her yerde bir katliam derken o misk kokan Osmanlı toprağı kanla yıkanıyordu. Ama Osmanlı bu çirkef olaylara layık değildi. Başa geçmiş pejmürde bir padişahın kendi can havline girmesiyle bütün Anadolu’yu düşmana bırakmış, koskoca bir imparatorluk kaybetmenin eşiğine gelinmişti. Oysa fatihler yavuz Selim’ler Süleymanlar başta iken bizi ezen ayağı gün geldi el üstünde tuttuk. Bizi kalleşçe vuran silah eline biz aşımızı verdik.  Üzerinde güneşin batmadığı bir imparatorluğumuz inançlı ve birbirine meftun halkımız vardı. Dünyada ki amacımız hiç unutmadık sözümüz geçtikçe telkinlerde bulunduk. İslam’ın sesini dünyanın dört bir tarafına duyurduk. Azınlıklara ayrıcalıklı ve hoşgörülüydük. Yeri geldi rahatları için ıslahatlarda bulunduk. Arkamızdan vuran vefasız dostu çukurdan yine biz çıkardık. Hezeyana uğramış bir gayri Müslim dahi olsa ona yüz çevirmedik. Aksine elinden tutup ekmeğimizi paylaştık. Dünyanın refahı için elimizden gelen ardımıza koymadık. Savaştık doğuda Çine batıda Avrupa’nın göbeğine kadar her yeri alıp İslamlaştırdık. Hoşgörü yaydık. İnanç dağıttık. İyiyi anlatıp kötülüğü ve hayasızlığa karşı geldik. İslam’ıdünyanın her yerine yayın emrine itaat ettik. Okumaya meyilli padişahımızın ayaklı kütüphanesiyle her yerde kitap bulundurur savaş tazminatı yerine kitap alırdık. Bütün cihana örnek olduk. Bugün metrolarınmetrobüslerin sıkışıklığına aldırmayıp elindeki gazeteyi okumaya çalışan bir Japon’a örnek olduk. Çoğu zaman affedip unuttuk hoşgörünün yardımın ve vefanın timsaliydik. Namus şeref vatan millet doğruluk baş ilkemiz iken bir düşkünü mazlumu asla yolda bırakmadık.

  Çünkü biz Osmanlıyız. Namus ve şeref üzerine ahdetmiş bir ecdadın temsili olarak sorumluluğumuzun bilincinde ve bu doğrultuda yürümekteyiz. Batı medeniyeti ile yeni neslin kafası karışıp huyları değişse bile hiçbir zaman ecdadını atasını ve Çanakkale’sinin unutamaz. Çünkü geçmişini unutanın geleceği harap olur.

    Dev bir imparatorluğun çok küçük bir kesimi olan ülkemiz: zenginlikleriyle hoşgörüsüyle, vefasıyla ve atalarından gelen kanın pıhtısıyla Türkiye yine imparatorluk yine en iyi ülke.

( Osmanlı’dan Türkiye’ye başlıklı yazı cumali-aktas tarafından 3.03.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu