“ÇANAKKALE GEÇİLMEZ”
Kahraman Türk askeri yıktı zulmün seddini,
Unutur mu bu millet atasını, ceddini?
Düşmana hışım gibi bildirirken haddini,
Bir ilkbahar sıcağı gülü kavuruyordu,
“Çanakkale geçilmez” yazdırdı şanlı ordu.
Gülleler yağıyordu Mehmetçiğin eline,
Şahadet kuşağını doluyordu beline,
Kelime-i tevhitle girip hücum seline,
Daha on sekizinde fideler kuruyordu,
“Çanakkale geçilmez” yazdırdı şanlı ordu.
Bazen yalın ayaklı, bazen eli kırbasız,
Bazen dağda aç susuz, bazen üniformasız,
Gücü iman kaynağı, saf tutar nafakasız,
Şartlanmış hürriyete amansız koşuyordu,
“Çanakkale geçilmez” yazdırdı şanlı ordu.
Erat sefere çıktı elinde kınasıyla,
Daha dün helalleşti eşiyle, anasıyla,
Yan yana vuruşurken cephede dayısıyla,
En çılgın orduların gücünü kırıyordu,
“Çanakkale geçilmez” yazdırdı şanlı ordu.
Gazi, kopmuş kolunu bağladı gömleğine,
Aldığı pusulayı sakladı yeleğine,
Peygamber duasını ekleyip dileğine,
Kanıyla bu vatanı yeniden kuruyordu,
“Çanakkale geçilmez” yazdırdı şanlı ordu.
Varsın geçit vermesin savaşın kanlı yolu,
Bağrında yabancıyı tutar mı Anadolu?
Tüm dünyaya bedeldi Türk’ün bükülmez kolu,
Dualar cehennemin önüne duruyordu,
“Çanakkale geçilmez” yazdırdı şanlı ordu.
Tekbirle giriyordu her tümen sırasına,
Vurulan ot bağlıyor amansız yarasına,
Şehit oğlu şehidim bakmadan arkasına,
Kendini kurtuluşun hazzına kuruyordu,
“Çanakkale geçilmez” yazdırdı şanlı ordu.
Dört yanı ateş hattı, kol, bacak lime lime,
Bıyığı terlemeden şahlandılar ölüme,
Taze bir fidan iken dokundular gülüme,
Onlar topsuz tüfeksiz yurdu savunuyordu,
“Çanakkale geçilmez” yazdırdı şanlı ordu.
Tutuldu Merkeztepe, hedefte yedi düvel,
Geldi leş kargaları biri birinden evvel,
Meydanı boş sandılar kuru gürültü maval,
Şehidin yakarışı Allah’a varıyordu,
“Çanakkale geçilmez” yazdırdı şanlı ordu.
O an düşeceğini biliyorken şüheda,
Diyordu ki bu canım yurduma olsun feda,
Baş koymuş geleceğe onu görmez mi Huda?
Kopuşan parmakları gökte savruluyordu,
“Çanakkale geçilmez” yazdırdı şanlı ordu.
Devlet yardım istedi eli silah tutandan,
Gazi himmet diledi, toprağa can katandan,
Bayrak için can veren, gül verir mi vatandan?
Düşman Gelibolu’yu dört koldan vuruyordu,
“Çanakkale geçilmez” yazdırdı şanlı ordu.
Lavlar püskürüyordu ölüm kusan makine,
Yiğitler harman olup sıralandı söküne,
Ateşle sarmaş dolaş sarıldı gül dikene,
Bu sevdaya baş koyan özünü arıyordu,
“Çanakkale geçilmez” yazdırdı şanlı ordu.
“Ya istiklâl ya ölüm” diye diye gittiler,
Er, komutan bir olup yüz binlere yettiler,
Onlar Çanakkale’yi bi hakkın fethettiler.
Mart’ın on sekizinde güneş hür doğuyordu
“Çanakkale geçilmez” yazdırdı şanlı ordu.
Mehmet’im şanlı idi kabul eder mi izlâl,
Böyle güzel orduya Rabbim verir mi zeval?
Dalgalan al bayrağım, kanımız sana helâl,
Senin nazlı duruşun gökleri sarıyordu,
“Çanakkale geçilmez” yazdırdı şanlı ordu.
Savaşın galipleri tuttu kanlı ırmağı,
Canından aziz bildi düşen her bir yaprağı,
Gözyaşıyla suladı barut kokan toprağı,
Gelenler arkasına bakmadan kaçıyordu,
“Çanakkale geçilmez” yazdırdı şanlı ordu.
Allah için vuruşup Allah için öldüler,
Onlar Çanakkale’de en nadide güldüler,
Yurdun dört bir yanından ölmek için geldiler,
Gencecik civanlara mezar açılıyordu,
“Çanakkale geçilmez” yazdırdı şanlı ordu.
Mahşeri yarıyordu elli yedinci alay,
Hedefi kazanmaktı döner mi kolay kolay?
Ölüm dedi komutan görülmemiş bir olay,
O şerefli askeri melekler koruyordu,
“Çanakkale geçilmez” yazdırdı şanlı ordu.
Tarihiyle müsemma kararlı Türk ordusu,
Tek nefer kalsa bile geri dönmez doğrusu,
Her damla kana karşı hürriyetti çağrısı,
Şehit Hakk’a yürürken zaferi soruyordu,
“Çanakkale geçilmez” yazdırdı şanlı ordu.
Bir Seyit onbaşı ki gülle attı düşmana,
On kişiyle kalkmazken güç gösterdi cihana,
O günde baba, oğul çarpışırken yan yana,
Şühedanın üstüne çiçekler yağıyordu,
“Çanakkale geçilmez” yazdırdı şanlı ordu.
Rabia BARIŞ