Harman oldu tenimize düşen zaman, 

terlerin bileşkesi ise nü bedenlerimizdi, 

varlığımız apaçık duman. 

Tütünü basıp ciğerimize, 

mabedimize varlık kokusu sinerken, 

dört duvar haykırsa da sen diye ve 

biz ölürken susuzluktan, 

içime basıp özlemimi, 

teninin tuzuna banmayı öğretti sevdan. 

Şimdi bir ben büyüttüm içimde sen kadar. 

Bir aşk büyüdü döşünde ben kadar. 

Biz büyüdük aşk kadar.. 

Yokluk büyüdü alem kadar, 

içine sen kattım, 

varlıktı kattığım aşk yokluk kadar.. 

Vuslattı bize kalan, 

düş kadar. 

O düşe ben aşk yaktım, 

tütsüsünde paralandı ciğerlerim, 

içim dışım senken, 

dünya yandı biz kadar.. 

Biz kadar.. 

Yanan dünyaya astım düşlerimi, 

yandı seyran, 

kokun geldi aşk kadar.. 

Aşk kadar.. 

O kokuna ben seyirlerimi astım, 

rotası düşlerinin İstanbul’u iken, 

ben içimde bir sen büyüttüm İstanbul kadar..

O düşe bakıp bakıp mest olurum ben, 

seyri güzelliğim sen, 

düş'kadar.

M. Arif Öztürk
( Düş Kadar başlıklı yazı mustafa-arif tarafından 23.03.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu