Daha derine sapla kanlı hançeri
Çıkart ruhuna çöreklenmiş ucubeyi
Sessizliğe bürünsün bağırışların
Acısını göm derin toprağa
Ay dolunay
Ve gece çıplak
Sana karanlığın nefesiyle seslenen
Adımlarını şehrine sürüyen benim
Çağrısında günaha davet sunan duvarların
Çatlamış sıvalarından har ile gelen
Bil ki sana mahkum sadakat
Özünü tehdit etmekte us ile vefa
Mezar taşlarında çağrı izi ve ölüm anı
Ölmüş bedenlerin yaşayan yanı
Öğrenmiştir fatihayla avunmayı
Fersude hallerine bakınmadan
Dişlerini kırılırcasına batır tenime
Boşalt içindeki hayvan yanını
Acı özünde beklemez ki hatır
Sen saydam halinle raksına başla
Yanında daima biri olacaktır.
Ve dur; Bak!
Kımıltısız kemik yığınına giydirilmiş bedene
Uzun yolculuklara çıkmışsa bilemeden
İnhiraf ediyorum artık
Sana söyleyemediklerimden
Oysa;
Yıkılan ümitlere yanmaktadır fener
Bilmek lazım
Yer ne, gök ne der
Kıyameti kopmuş
Kendinden bi haber.
adem efiloğlu / ahir-i kalem