Hep bir ablası olsun istemişti. Mahallenin çocuklarından kaçıp, sığınmak için ama yoktu. Ne zaman yanında ablası ile geçen birini görse içi burkulur. Abla ile dolardı gözleri, minik gözleri. Taşradan yeni gelmişlerdi, büyük kente Ankara’ya. Belki de buralara alışamamanın etkisi ile iyice doluydu. Bir gecekonduya gelip yerleştiler.Bir kaç evin kapısının aynı avluya açıldığı bir eve. Avluda bir asma, bir çeşme , birde herkesin kullandığı tuvalet .Birde kapısı devamlı kapalı bir kömürlük.Ne hayaller kurmuştu o kömürlük için.İçinde devler mi yaşatmam ıştı, yedi cüceler mi .Bir sabah erken kalktı yatak tan. Avluya çıktı çocuk.Karşı kömürlüğün kapısı açık. Korkak ve ürkek yanaştı kömürlüğe. Yüreği ağzında minik adımlarla. İçeriden ışık sızıyordu, cılız bir ışık. Dar kapıdan kafasını eğip korkarak içeri girdi. Yerler taş döşeli alçak tavanlı bir oda ile karşılaştı. İçersi ağır bir şekilde boya ve vernik kokuyordu. Yer yer beyaz bir toz bulutu etrafta uçuşuyordu. Odanın bir köşesinde cılız bir ışık altında iki büklüm, sakallı yaşlıca bir adam yere bağdaş kurmuş oturuyor. Korkarak kapının arkasından bakıyor adama. Yaşlı adam önce telleri bağlıyor birbirine. Sonra bir kundak sarar gibi iki parça kalıbın bir yanına yatırıyor. Öteki parçayı da üstüne koyup bir lastikle bağlıyor, ayrılmasınlar diye. En son bir kapta hazırladığı ayrana benzer sıvıyı boşaltıyor içine, bırakıyor köşeye kurusun. Etrafa bakıyor çocuk her yan ufak beyaz yaşlı , genç insan , hayvan dolu. Sanki tüm şehir, şehir olmasa da mahalle burada. Gözü o kadar biblo içinden birine takılıyor çocuğun. İki yanında iki ufak çocuğun , ellerinden tutmuş abla biblosu. Kendini hayal ediyor çocukların yerinde. Benim ablam diyor çocuk, yanındaki de kardeşim. Adamın yerinden kalktığını fark etmiyor. Adam kalkıyor yerinden melek bibloyu bir çekiç darbesiyle tuz buz ediyor. Yerinden fırlıyor çocuk ne yaptın diye bağırıyor adama, ne yaptın. Neden öldürdün ablamı.

-Ablan mı diyor adam şaşkın ve korkak.

—Evet, ablamı öldürdün,

-O bir biblo diyor adam, hem sen kimsin, ne arıyorsun burada?

Anlatıyor çocuk, adam ağlıyor.

—Ben sana yenisini yaparım diyor. O kalıptan bozuk çıktığı için kırdım.

-Yapar mısın diyor çocuk,

—Tabi diyor yaşlı adam, hemde senin istediğin gibi.

Rahatlıyor çocuk. İhtiyar adama yardım ediyor yeni melek biblo yapımında.

-Sakın bir daha kırma diyor adama.

-Tamam diyor adam.

En güzel melek bibloyu döküyorlar. Beraber boyuyorlar .Alıp eve getiriyor çocuk bibloyu. Yatağının yanına koyuyor özenle. Daha bir dik yürüyor o günden sonra yolda çocuk. Ablasını yanında düşünüyor, korkmuyor kimseden.

İhtiyar adamın kapısı hiç kapanmıyor artık. Ölene kadar mahallenin tüm çocuklarına melek biblolar yapıyor, i rili ufaklı.

Biride belki sizin evde en başköşede duruyordur kim bilir.

Bende bir tane var!

( Melek Biblo başlıklı yazı eyyup tarafından 23.05.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu