Kavak ağaçları pamuk dökmeye başladı.
Güneşin altında kar yağar gibi,
Paha biçilmez bir tablo gibi,
Bir mucizeyi yaşar gibi,
Benim gibi.
Sen geldin aklıma,
Hani ben hayranlıkla izlerdim,
Sense sevmezdin pek,
Beni de sevmekten vazgeçtin ya sonra,
Bende düştüm yüksek bir kavak ağacından düşer gibi.
Bende sürüklendim hayatın içinde,
Kavak ağacından kopan pamuk parçasının,
Gökyüzünde sürüklendiği gibi.
Biliyorsun ya işte.

Kışın ardından doğdu güneş,
Aydınlattı ve ısıttı yeryüzünü,
Sevginin kalbimi ısıtması gibi.
Kayısı ağaçları çiçek açtı tepeden tırnağa.
Sonra kış,
Ben buradayım hala dedi bir ara, gitmedim.
Soğudu tüm kent,
Senin gibi.
Tüm çiçekleri soğuk vurdu,
Hepsi döküldü bir bir,
Benim gibi.
Sen gittikten sonra bende üşüdüm,
Bende döküldüm bir bir.
Bir bir döküldü hayal kırıklıklarım,
Biliyorsun ya işte.

Şimdi sen yoksun ya hani,
Beni bırakıp gittin ya.
Güllerin boynu bükük,
Bülbüller uykuya dalmış,
Ve apansız bir ölüme yakalanmış güvercinler.
Kirlenmiş denizler,
Yok olmuş topraklar,
Afetler, yangınlar ve yaralanmış dünya,
Eskimiş anlayacağın
Benim gibi.
Biliyorsun ya işte.
( Biliyorsun Ya İşte başlıklı yazı MESUT ÇİFTCİ tarafından 16.06.2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.