Sade gülümseyişlerinin
ılık esintilerini bırakıyor her anıma
Yalnızlığımdan duvarlar örüp
gizlemeye çalışıyoruz aşkı.
Katmerli acıların talan ettiği yüreğimde
açılmamak için dirense de kapılar
mavi yağmurlar gibi tazeliyor
bahçelerimizde sevda
tazeleniyor ruhum.
Sensiz geçen günlerimin karanlığından,
ellerine sığınıyor düşlerim,
ve yarını çağıran umutlara,
rengarenk izleri düşüyor,
tenime değen sesinin.
Hayatımı tepeden tırnağa aşka doyurmaya
cesaret edemese de
kalbim,yorgun!
sıcaklığını arıyor ellerim.
geçmişin ayazları vurdukça gecenin kıyısına
Hazırım diyorum, senin için;
kimsesiz acıları bağrıma basmaya,
yüreğimde ki aşka kardeş sayıp,
bir ömür omzumda taşımaya.
hazırım senin için…
Ama korkuyorum.
Ya sen!
hep yorumsuz kalırsan bu aşka?
Ya suskunluğuma karışırsa?
büsbütün büyürse sessizliğimiz?
Usul usul kaderime kök salmış bu sevdaya,
Ya düşerse, yokluğunun gölgesi.
hiçbir ışık yetmez,
pişmanlığımın dipsiz kuyularını aydınlatmaya.
ömrüme çığ gibi düşecek hiç bir sevdaya.
Yüreğim böylesine coşkuyla hasretinden sonra
bir daha açılmaz yollar, çağlarken sana…
Sensizliğin koyu rengini görmemeli gözlerim.
Şimdi tam zamanı:
geleceği hayallerle pes ettirmenin
Tam zamanı,
Söz olup dökülemeyen duyguları
korkuya inat,azad etmenin tam zamanı.
Artık, bir `keşke`daha eklenmemeli
Yaşanmışlıklarıma.
Baş harflerinde artık, senin adın yazılmamalı artık…
Nebahat ERKAN