—Yaşlılığının yanı sıra öksüz kalan torunlarının bakımını da üstlenmişti Romen ninem. Onu tanıdığımda kendisine bile hayrı yoktu. Elinde asası, beli iki büklüm, üstü başı perişan, ara sıra esnaf kapılarını dolaşır, hayır toplardı.

         —Hani dilencilik falan değildi Romen ninenin ki hâşâ; Onu bu hallerde görüp, ona el ayak olmayan ilgili kurumlar, sivil toplum örgütleri, insanlıktan nasibini almamışlar utansın.80’ini devirmiş ağam, paşam dediği, canının yongası beyzadesini toprağa saklamıştı. Çocuklarının her biri, bir başka yerde ancak kendilerine yetmeğe çalışırken o en küçük oğlunun ailesini viran evine almış, minicik yuvada torunları ile hayatını idame etmeğe başlamıştı.

         —Tek nafakaları, asker yolu bekleyen gelinin getirdiği üç, beş kuruştu. Kötü günler art arda gelirken, güzel yarınların hayalini hep boş yere kurdular onlar. Nihayetinde askerden henüz dönmüş oğlunu da kaybeder nine. Bir sabah ezan sonrası, gün ışırken hurdalıklar arasında cansız bedeni bulunur. Nine işte tam da bu son darbe ile adeta yıkılır.  Yüreğinden derin yara alır. Bunca çocuğa nasıl bakarım diye kara, kara düşünürken rastladım ona. Anlattı olan biten ne varsa. Sığmaz romana derler ya işte o cinsten.

          —Son gördüğümde çok hasta ve çok yorgundu zamana, acılara, yoksulluğa yenik düşen bedenine hükmü geçmiyordu artık. Rahat edebileceğini düşünürken başına gelmedik hiçbir şey kalmamıştı.

            —Koca beyin kızı söyle Kaymakama, söyle Başkana; Allah aşkına gelip bakıversinler halimize.Bilesin ki artık tahammülüm kalmamıştır evlat,yetiş ne olursun bari sen yetiş imdadıma..

  

 

Romen Ninem...

 

O Reşadiye’den tam 86 yaşında

Benim Emine ninem bir Romen

Hanidir kesmişler elektriğini

Bastonu önde, kendi beride

Aradı buldu beni

Her derdinde gelirdi ya

Bu gelişi bir başka idi

Ah evladım deyip, sarıldı ellerime

Gelsin dedi, gelsin Kaymakam...

Görsün şu gözü görmez hallerimi

Derler ki, çalış öde elektriğini

Ayak yürümez, elim iş tutmaz

Be Koca Bey'in kızı, de bana...

Müşkülatımı anlatmağa dilim de varmaz

Dilim varsa da beni kimse anlamaz

Verme telaşa, hele bir soluklan ninem

Ben de derdine derman düşüneyim

Otur şöyle başköşeye/yaslan geriye

Çorba getirsinler, bir de çay demlesinler

Bakarız bir hal çaresine elbet

Üzülme benim Romen ninem

İftara kalmış bir,iki saat....

Kalbim de çarpıntı, bedenimde bir ağrı

Ah Allah’ım ben nasıl yaparım iftarı?

Seslendim bizim kara kıza

Çevir Kaymakam beyi, haydi çevir

Yardım, medet anlattım dileğimi

Demez mi Kaymakam beyim

Yetti o’na yardım ettiğim vayyy..

Bir başka oldu rengim, benzim.

Ah... Emine ninem sabret bekle diyemem

Meraklanma elektriğini açtırırım hemen.

Ben aydınlığı neyleyim ki...

Sen karanlık gece de iken

Ben ki, Koca beyin kızıyım

Ben ki fakirin, fukaranın, hastanın

Babadan vasiyet kapısıyım

Rahat ol hiç korkma ninem

Ne başkan, ne kaymakam...

Olamaz benim kadar mert adam

Şükür elimde var bir bileziğim

Sen şuracıkta bekle, ben satıp geleyim

Delikanlılar gibi gidip de

Şu elektriğini ödeyeyim

Bu gece sen aydınlık ta ol.Ol ki..

Ben de rahat edeyim.

( Romen Ninem başlıklı yazı Atiye DANIŞ tarafından 7/17/2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.