“-Peygamberimiz efendimiz

            ne buyurmuş,

elinde bi tohum varısa

at toprağa

ecel kapına çaldıysa da

            dermanın varısa

eşele toprağı, fidan dik,

ağaş olsun!

 

o yeşerdiği mühletçene

meyvasından yeyen

kölgesinde dinn(l)enen

dalına yuva yapan

kesip yakan,

evini yapan

emme adem oğlu

emme gurt-guş, börtü-böcü

neticede Allahın gulu

            n(ih)ayet

biteciği sana

“Allah ırazı olsun” deyvidi mi

böyük devlet.. ben olu bilirin

 

guruyup-kesilmeyen bunar[1]

derde derman bi nimet

gıyamete gadar amel defterine sevap

en hayırlı evlat da olsa

gün gelecek göçecek

emme ağaş öyle mi

ya akan çeşme

akdıkça,

…. de(ğil) mi”

 

….

“-Allah celle celaluh

daş, toprak deye,

                        hava deye, su deye

niyemet ihsan etmiş,

havanın gatında guş

deryanın içinde balık

ötekinner bi yana

insanın dünyada

            halk edeceği nimet ne?

                        ağaş helbette

 

 

 

 

 

toprağa dikecen,

suyunu verecen

havanın gatına böyüdecen,

daşınan da evini dikecen

yani düne de ne halk edilmişse

i(n)san uçu

doğru mu?

 

beşşikden mezere kadar ağaş

ağaş eli değmeyen bi alet,

ağaşdan feydalanmadığın bi ğün var mı

yok

demek kiyne bu ğadar möhüm,

gerisini var get sen düşün…

 

emme yalan emme essah

hocalar derleri ki…

gışı yaz eden,

yazın güneşine kölge eden

bunarları akıdan,

soluğu halkeden sebeb ağacımış,

 

demek kiyne deveyne yeddi ğünde aşılamayan

            Arabistan ÇölleriÅ boşuna değil

ağaş olmayan yerde ya(ğ)mır yağmazımış,

eee n’olcak o zaman Allah mafaza

Türkler Orta Asyadan neye göşdü?

hı?!”

“-dalında bi boklu serçenin düneyvidiği

böyyük devlet”

“….”

“-ya İbirem efendi

ağaş deyip geşme

bi avış bile toprağın varısa

“bismillah” deyip

bi tohum verece(ksi)n,

gerisi Allah kerim

..

kim öle, kim gala

Allah kayıra,

..

sebep, (insana düşen)

 

yalınız ki sen, sen ol da

elinden geleni esirgemecen

elini yüdüğün su da olsa

bi nebatatın dibine dökecen!”

sebep olacan..

 

neyye su da mühüm..

yeşilin göğermesi uçu

başka hiş bişi de(ğil).. su!

emme boşuna

boşşu boşuna hanı yokmu

cağıl cağıl da olsa akıp geden su

Alla(h)ın honuna yaşayan insan

boşa geçen ömür gibi,

Allah mafaza, en böyük günah gibi geli(r) bana,

heral hazreti peygamber;

“iki günü müsavi olan adam bizden değildir” deye

boşuna dememiş ki;…

demek ki iki ğün boşuna akan dere…

yerle yeksan edecek bizi..

 

onun uçu

boşa akıtmacan suyu

bi i(n)san dünneye geli(r)kene

yaşaca(ğı) ömür de

yeyceği nasip de

sarfetçe(ği) su da

hepsi bi tamam bellidir

sen ömrü boşa geçirisen günah emme

niyemeti suyu boşa harcadıysan

külliyen zarardasın

ömrün galdı emme suyun bitti

ne olacak.. yaaa

böyük mesele

susuz ölcen demek ki

Arabistan çöllerindeki bedeviler gibi

 

ben Cenab-ı Rabbil Alemine

namazdan sonura dova ederkene

biliyon mu nassı dova ederim

“-beni de, benden sonrakınnarı da

nasipsizliğine imt(ih)am etme Ya Rabbi”

derin..”

Amin

 


[1] bunar / pınar: bunayan, (bun bun ses veren) pınar, su kaynağı, bulak

Å Arabistan Çölleri olarak kastedilen Afrika çölleri olmalı, arap diye kasdedilen zencilerdi

( Kumluk 3- Ağaç başlıklı yazı İ.ÇELİKLİ tarafından 21.07.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu