14 Temmuz 2011 günü Diyarbakır’ın Silvan ilçesinde hain PKK terörist saldırıları sonucu 13 vatan evladımızı şehit verdik.

Ayrıca Şemdinli’de Yaralanan Değerli dostum ve kardeşim Mustafa Özoğlu’nun biricik evladı Teğmen Süleyman Özoğlu da şehit oldu.

Bütün şehitlerimize Allahtan rahmet yakınlarına baş sağlığı diliyorum.

Sadece bir günde on üç aile ocağımıza yine ateş düştü.

O ateş ki, ateş düşen ocaklarla birlikte hepimizin yüreğini dağladı.

Canımız, ciğerimiz yandı, parçalandı.

Hain saldırılar o gencecik delikanlılarımızı ve evlatlarımızı daha hayatının baharında toprağa düşürdü.

Kimi yavrular babasız, anneler, babalar oğulsuz, gelinler eşsiz kaldı.

Nedense her zaman yanan Türk insanının canı oluyor.

Sönen yine bizim insanımızın ocağı oluyor.

Ağlayan hep bizim analarımız oluyor.

Artık bu acılara bir son verilmelidir.

Bu terör belasının üstesinden gelecek gücümüzün olduğuna inanıyoruz.

Yeter ki terör üzerinde mastır planlar yapılıp uygulanabilsin.

Yeter ki enerjimizi birbirimizle cedelleşerek harcamayalım.

Yeter ki birbirimize karşı harcadığımız mesaimizi, terör gibi hayati sorunlarımıza harcayalım.

1980’li yıllardan beri on binlerce vatan evladını bu hain terör saldırılarında kaybettik.

Ne acıdır ki bunlara hala yenileri eklenmeye devam ediyor.

Bu durum böyle devam edemez, etmemelidir.

Dünya çapında teröre savaş açtıklarını iddia edenlerin ise her nedense ülkemizin başına bela olan bu hain terör örgütüne sempatileri var.

Zaten onlardan yardım beklemekte boş hayalden öte geçmez.

Tek vatandaşları için bile dünyanın her yerinde savaşı göze alanlar ve destekçileri, Türk insanına karşı yapılan terör saldırıları karşısında sus pus oluveriyorlar.

Hatta Teröristlerin saflarında yer aldıklarını söz ve uygulamalarından görüyoruz.

Ne işbirliği içine giriyorlar nede kendi kontrolleri altındaki bölgelerde tedbir alıyorlar.

Almalarını da beklemek boşunadır.

Ne yapacaksak kendimiz yapmak zorundayız.

Bu terör örgütlerini kim ve kimler ne amaçla kullanıyor artık hepimizin malumu olsa gerek.

Bu gün şunu açıkça söyleyebiliriz.

PKK, Kuzey Irak aşiret reisleri, ABD, İsrail vb. ülke ve gizli servisleri, ülkemiz aleyhine bir şer ittifakı oluşturmuşlardır.

Ortaya çıkan gelişmelerle bunlar gün yüzüne çıkmıştır.

Anadolu’da bize rahat vermeyeceklerdir.

Bunu artık şüpheye mahal bırakmayacak şekilde görüyoruz.

PKK’lıların elinde yakalanan envayi çeşit silahların kimler tarafından verildiği bu gün artık meçhulümüz değildir.

Şer güçlerin Orta doğuda yaptıkları ve yapacakları operasyonların önünde engel teşkil edebileceğini düşündükleri ülkemizin önünü kesmek için, ülkemiz içindeki ve dışındaki işbirlikçi hain örgütleri aktif hale getirdiklerinden hiç kimsenin şüphesi olmasın.

Ancak Türkiye’nin de bunlara karşı yapabilecekleri çok şey vardır ve olmalıdır da.

Düşmana düşmanın silahıyla karşılık vermek bunlardan sadece biridir.

Bizi rahat uyutmayanların da rahat uyumamaları gerekir.

Türkiye’nin isterse terör elebaşlarını, teröre destek çıkan aşiret reislerini vb. yatak odalarından alıp getirebilecek güce sahip olduğuna inanıyoruz.

Yeter ki biz bunları ciddi biçimde düşünüp planlayalım.

Ortadoğu ve Orta Asya bizim her bakımdan işbirliği yapabileceğimiz coğrafyalardır.

Eğer ön yargısız buralarda yaşayan halklarla zaten mevcut olan gönül bağlarımızı kuvvetlendirebilirsek, onları kazanabilirsek, Türk milletinin bileğini hiç kimse bükemeyecektir.

Ancak günlük tedbirlerle bunların da olmayacağını iyi bilelim.

Gelecek on yılların, elli yılların hatta yüz yılların plan ve projelerini bu günden tezi yok hazırlamamız lazım.

Hazırlamamız gerekiyor ki, beş yıl sonra karşımıza çıkabilecek sorunları çözmek için reçetelerimiz hazır olsun.

PKK ve şer ittifakını oluşturanların hesaplarını mutlaka Türk milleti olarak birlik ve beraberlik içinde bozmalıyız.

Bozabilecek argümanlara sahip olduğumuzdan da şüphemiz yoktur.

Tüm halkımızın 1 ağustosda başlayacak olan Ramazan ayını kutluyorum.

( Pkk Ve Şer İttifakı başlıklı yazı İ.Sarıçay tarafından 26.07.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu