Suni sıkıntılar oluşturuldu. Kardeş kavgaları yaptırıldı. Binlerce gencimizin hayatı söndürüldü. Ekonomik krizler çıkartıldı.
Bütün bu gerilimlerin Faturası, hak etmediği halde her defasında halkımıza kesildi. Bizlere kesildi.
Bu gerilimlerle ve krizlerle, fakir, fukara ve yoksul bırakıldık.
Her türlü yeraltı ve yer üstü zenginliklerine sahip olmamıza rağmen, hazineler üstünde oturan sefiller gibi sefilleri oynamaya devam ettik.
Dün bizden geri veya bizim seviyemizde olan toplumların kişi başına düşen milli gelirleri 30–40 bin, hatta 50 bin dolarları bulurken biz hala 10 bin dolarlarda sürtüyoruz.
Hiç birimiz bu acıklı durumu görmüyoruz.
Bu acıklı durumdan nasıl kurtulacağımızın hesaplarını yapacağımız yerde, hiç yoktan gerilim üreterek, kavga bahaneleri oluşturarak gerilikte ve geri kalmakta ısrarcı oluyoruz.
Hem aydınlıktan, uygarlıktan, gelişmişlikten ve medeniyetten dem vuruyoruz, hem de bunların tersini doğuracak uygulamalardan geri kalmıyoruz.
Yaşadığımız ve gördüğümüz bütün kavgalardan, gerginliklerden, didişmelerden, birbirimizin önünü kesmekten bir fayda sağlayamadık.
Elbette sağlayanlar olmuş olabilir.
2011 seçim sonrası aynı gerilim metotları yine işletilmeye çalışılıyor.
Demokratik bir seçim geçirdik derken peşinden yemin etmem krizi çıkartıldı. Neye hizmet ediyorsa. Artık bunlar tutmuyor kriz mimarlarına duyurulur.
Gerilim ortamlarında, halkımızı soyanlar, ülkemizin kaynaklarını sömürenler, dış güçlere karşı bizleri küçük düşürenler kazanmıştır bu güne kadar.
Hala bu durumlardan galiba ders almadık. Kriz çıkarmada değil proje üretmede yarış istiyor halkımız artık.
Türk halkını karşı karşıya getirebilecek, çeşitli senaryoları üretmekte ve üretilenleri görmemekte ısrar etmek, gafilliğin değilse bile vurdumduymazlığın bir göstergesidir.
Herhalde suçunda, bu durumdan çıkar sağlayanların değil, bizlerin olması gerekir.
Bu güne kadar bütün gerilimlerin, kavgaların ülkemiz insanına ve ekonomisine faydası olduğunu görmedik.
Gören varsa açıklasın.
Her gerilim ve kavga sonunda Türk halkı biraz daha fakirleşti, biraz daha huzursuz oldu.
Bütün bunlar gösteriyor ki gerilimler ve krizler çıkış yolu değildir.
Yoktan bahane ve korkularla kendi çıkar ve kaygılarımızı, gelecek ikballerimizi, sanki ülke çıkar ve menfaatleri gibi gösterip krizler yaratırsak, bu hem iki yüzlülük, hem de ülke menfaatlerine zarar vermek olur.
Halkımız bu kadar şamar yedikten sonra, sanıyorum bu tür senaryoları ve tuzakları da görecek duruma gelmiştir.
Bunu da çeşitli senaryo ve tuzaklar karşısındaki, tutum ve davranışlarıyla göstermiştir.
Bu durum sevindirici bir gelişmedir.
Çünkü halk adına hareket ettiğini iddia edenlerin güvenirlikleri artık halk nazarında dibe vurmuştur.
O kadar tahrik edici manşetler ve söylemler eskisi gibi halkımız tarafından dikkate alınmamaktadır.
Adeta elinin tersiyle itmektedir.
Bu durum artık insanımızın fakirliğe, yoksulluğa, huzursuzluğa, sömürülmeye, soyulmaya, horlanmaya, dikkate alınmamaya, adam yerine konmamaya yol açan delikten bir daha geçmeye niyetinin olmadığını göstermektedir.
Çünkü bu gerilimler ve kavga yollarının bir çıkış yolu olmadığını herkes az çok yaşayarak öğrenmiştir.
Türk Halkı bundan sonra çıkarılmaya çalışılacak bütün gerilim ve kavgalara paydos demiştir.
Herkesin haberi olsun.