EY CAN-8
Ey Can, her dem, mektuplar yazmakla aşındı kalem. Bu kez gönülden satırlara düşen kimi hisleri göndermek istedim. Nerede olduğunu bilmeden, balık bilmezse misali yazmaya çalıştım. Sanat kaygım yok, öyle bir endişe taşımadım hiçbir zaman. Bakarsın da kimi mana taşıyan kırık mısralar, belki kayda değer görülür.
Ey Can!... Kardeşliğin hiçe sayıldığı bir dönem içindeyiz. Aynı safta bulunanların kardeşliği, safın dağıldığı an manasını yitirmektedir. Önünde söz verdiğin inancın değerleri, nasıl olur da kapı çıkışında kıymet yitirir.
Ey Can, Ramazan ayındayız, bu dönem. Sabahtan akşama kadar kimin için içmiyor ve yemiyoruz, kendimizi sakındırmaktayız birçok şeyden? Bunu kitaplara sorsan cevabı belli değil midir?
Ey Can, yoruluyor, insan… Bazen kalemi kırıp yerinde oturmak ya da başını alıp gitme hissi geçiyor, içimden.
Ey Can, ne kalemi kırıyorum ne de başımı alıp gitme isteğimi yerine getiriyorum.
Ben, doğduğum topraklarda ölmeyi hak etmeyecek derecede bir insan mıyım?
Ramazan Ayı’nı süsleyen Bayram geldiği zaman sevinci beraber paylaşacak mıyız?
O Bayram geldiğinde herkes birbirinin hatırını soracak mı?
O Bayram geldiğinde dargınlar üç günlük küskünlüğü kıracak mı?
O Bayramı çok özledim, Ey Can!...
Kendisinin imtihanını başarıyla veren nefisler, rahatlarken tek sıkıntım bu imtihanda kopye çekmeye yeltenenleri gördükçe kahrolmam. Ben, onları affetmekten uzağım, Ey Can!..
Muhabbet eksik olmasın içimizden ve güzel günlerin sonunda Bayram’da buluşmayı arzuluyorum.
Hatırlar mısın Ey Can!... Bir Bayram daha yaşamıştık… O Bayramda minarelerden ezanlar okunurken gökyüzünden bombalar yağıyordu ve o Bayramı hüzünle geçirirken bazıları hala utanmadan şeker-meker tekerlemesini sayıklayıp duruyordu.
Ey Can!.. Kim ki bu şekeri musallat etmişse başımıza bir hayır görmesin kendisinden.
Ey Can!... Benim bayramıma benim adıma kimsenin farklı bir isim aramaya kalkışmasından doğrusu hiç haz etmem. Beddua bilirim yakışmaz, kalemime. Rabbim, Bayramıma şeker diyenleri ıslah etsin..
“Görüşmeler” başlığı altında bu fakirin yazdıklarından hangisi kayda değerse al ve gerisini okumamış say. Bilirsin biz kaybettiğimiz yitiğin peşinde kaybettiğimizi aramakla mükellefiz. Bu sorumluluk içinde selam ve dua eksik olmasın, aramızda.
1-
Bana yeşil soğan nasib olur mu görüşmecim gelir mi
Ben evde tek başınayım kapımı çalan bulunur mu
2-
Tarihle görüşelim isterseniz kültürle arzunuzsa folklor
Dil diyelim inanç diyelim merak ederseniz medeniyetle
Ne şart sürsen kabulümdür benim tek şartım bellidir
Oyunun kartları sende bilirim yenilgiyi kabullenmezsin
3-
İnsanımız eleştirir işi gücü başkasını yerin dibine geçirtmektir sanki
Yap desen al eline malzemeyi sen başa geç desen görüşmez sanki
4-
Hayata tebessüm et görüş dostlarla acılarını paylaşman lazım
Rahat günde herkes babasının oğlu kızı unutma yapmak lazım
5-
Aşkla büyüt çocukları sevgisiz kalmasın insanlık unutma
Bak ne haldedir kendin gör sevilmez oldu artık dünya
6-
Şimdi acınacak durumdayım sen yoksun umut pörsümüş memede süt
Geleceğe dair sen vardın gözbebeğimde umudu büyüttüm gözlerimde
Bak bir ahvalime neler düşündüm sen sen olacaktın sözün geçecekti
Yarına dair umudum taze gel gör ki kumaş kötü iyi elbise çıkmaz bedene
7-
Görüşelim dersin nicedir görüştük değişen bir şey olmadı canım
İnsanlık açlıkla baş başa gözüm nerede merhamet nerede şefkat
Oturmuşuz en zengin sofralara yediğimiz içilen tıka basadır her dem
Beni üzen nedir bilir misin "Allaha şükür bulamayan var" diyenlerdir
Yediğini, içtiğini paylaşsana yoksulla o yiyemiyorsa onun gibi yaşa
Nerede malının zekâtı diye sorma ömrünün zekatını verdin mi hiç
Yine Ramazan başladı sofraları colalı içecekler süsleyecek ah
Benim dertlerim şaha kalkacak ruhum kendisince sessiz isyan edecek
Gazeteler, televizyonlar değişecek bir aylığına herkes bilmeyecek
Ben yine kendi halimde kalacağım bakmayın şeker bayramı demelerine
Kurban Bayramı'nda boğa kovalayacak kameraman Ramazan'dan bellidir.
8-
Canım görüşmeyecektim senin ısrarın söz konusu paketinde ne var
Yine gözyaşı olacak yine kan dertler baş başa vermiş öyle anlaşılan
Madem gelecektin bana haber vermene ne gerek var söylesene bir
Bak her tarafta dostluğa uzanan eller var arkalarındaki yüz ekabir
9-
Görüşmesek bir tuhaftı gün olmazdı sensizliğine derman kalabalıklar
Şimdiyse o yok ayrıldık uzun zaman sormuyorum kendisini nedense
Gel küsme darılma kırılma intihara sürükler insanı o yalnızlıklar bilsen
Kurtulduk artık Allah'a şükür insanı delirten medya siluetsizliklerinden
10-
Kaç kez görüştüm olmadı sözümüz dikkate alınmadı nedense
Ölüler konuşur mu dünya ehliyle mezar başında ah bir bilinse
11-
Kim bilir seni dedim kendime kaldığım oda dört duvardır penceresiz gönlüm
Baktım geçmişime acılar vardır katmerli ne çektimse dostlarımdan çektim
Bekledim ki açıla kapı biri selam verse tanıdık biri beyhude beklemişim
Ben ölmedikçe merhaba diyenim kalmaz dünyada boşuna kürek çekmişim
12-
Diyarbekir'de doğdum burada gençliğim geçti yaşamaktayım
Ben her acıyı katık yapıp hatıralarıma hüzün katmaktayım
13-
Kitaplarla görüştüm seni sordum ey şehrim düne dair ne varsa
Dünya durdukça ayakta kalacakmış kalen ve burçlarla bedenin
Bundan ben ümidvar değilim onlar durdukça yerinde biz yıktıkça
Bilmem bundan mıdır kederim şiirime daima hüzün sahip oldukça
14-
Yaşlılara danıştım kendileri söyledi vefa borcunu ödemeyenin işi zordur
Vefasızlık içi ateş dolu daima sönmeyen sıcaklığını yitirmeyen bir kordur
15-
Ah nerede doğruyu anlatan kitaplar kaleme saygı duyan insanlar
Onlar dürüstlük kaybolunca kendiliğinden bir bir kayıplara karıştılar
16-
Bugün Ramazanın ilk günü definden geliyorum öğle ortası zaman
Mezarlık sıcak, sessiz, çaresiz gelenler gölge aramakta kuş yok
Görüşecek biri ahvaliyle pek yakın zamanda bundan eminim ben
Fatiha ile geride kalan kendi sevabıyla günahıyla kaldı biz ayrıldık
17-
Ey gönlüm görüşmedim sanma seninle sen nefsimsin bak beni dinle
Zulmetmemeli insan nefsine nefsini tanımalıdır bu ilk şart evvelde
Nefsin her dediğine uyarsa benlik atın yuları elden çıkar
Bakarsın at nereye giderse kendince onu takip ederse süvari
Nefsim sen mazlum olma beni mahzun kılma anlaşmamız bu
Bilir misin benimle görüşsen isteğinle zararlı çıkarsın doğrusu
18-
Rabbim niçin ölmekte insanlar aç ve susuz nimetin az değil
Hayata beraber başladığımız insanlar ömürlerini yaşayamaz
İnsanlık ayıbı derler buna ben katılmam kesinlikle adıma
Birer cinayettir işlenen Ya Rabbim ben onlardan değilim
19-
Kendi dünyamda ne fazla bir nimet isterim ne fazla bir rahat
Ya Rabbim, kulunun kuluna ettiği bilirim kâr kalmaz hiç yanına
Ben kulunum sabrım azdır gecikmez mahkemen bunu bilirim
Ya Rabbim Habibin hatırına ceza alanları ben bir göreydim
20-
Kardeş kardeşi yok sayar bu ne kin bu ne ihtiras
Kapıları aç insanlığa muhtacız ne olursun Ya Rabb
Hakikat bahçasında derilen bir gül olaydım ben
İsterse diken olmaya razıyım ben böyle kalayım
21-
Bu sıcak keşke cehennemi çağrıştırsa her şey buharlaşır durur
Canlı adına herkes çaresiz ağzı var dili yok mahlûkat şaşırmış
Ya Rabbim bir rahatlık ver katından bu Ramazan günün hatırına
Garib geldik bari garib gidelim hatırlasın bizi artık bu dünya