Selamların en güzeli ile seslenirken sana ve temsil ettiğin misyona, sana yakışan ne ise onu dilerim, bizi Yaratandan.

Ey Can, bilmektesin ki hayatın mükemmeliyetinde şahsın var oluşundaki gayenin sırrına vakıf olması elzemdir. Vakıf olmayan insanın hayatında med-cezirler eksik olmaz. Bu gel-git faslında gayya kuyusunda kendisini bulanlar, aslında bambaşka bir hayatta sanır. Veyl olsun ki bunlar, ne düşünür ne görür ne duyarlar, olanı ve biteni. Onların yaşantısı, hayatlarını öyle bir şekillendirmektedir ki kendilerini hiç ölmeyecekmiş zannına kaptırırlar ve sanki kendileri olmadığı zaman, dünyada beklenen kurtarıcının gelmeyeceğini vurgulamak isterler.

Ey Can, bilirim senin bir ismin yok, yazdıklarımda. Her bir yazımız, muhatabına sesleniştir. Her bir seslenişimiz,  çağrımıza ses verecek olanadır, olanlaradır. Bunun için seni kendi canımızdan bir parça bilmekteyiz ki doğru olan da budur. Sana her bir “ Ey Can!..” diye seslenişim, bundandır.

Ey Can!.. O göz, görmek içindir, verildiği zaman.

Ey Can!... O kulak, işitmek içindir, verilme sebebiyle.

Ey Can!... O zihin, düşünmek içindir.

Görüp, kılını kıpırdatmayan, işitip duymazlıktan gelen, düşünüp de hissetmeyen için ayıpların en büyüğüdür, nefsine esir düşen için, bu manzara.

Her yerde insanlar ölmektedir.

Kimi yerde haksız savaşlar vardır, sebepleri sudan gösterilen.

Kimi yerde bir ülkenin yer altı ve yer üstü zenginliklerinin gaspı söz konusudur, binlerce kilometre uzaktan bahaneler icat edilerek.

Kimi yerde açlığa ve susuzluğa mahkûm edilenler vardır, dinî, mezhebi, dili, rengi önemli olmayan.

Kimi yerde inandıkları için insanlar, yaşam haklarını dillendirememektedir.

Kimi yerde zengin iken fakir hale düşürülüp yirmi birinci asrın çağdaşlaştırılan köleliğine karşı duruş vardır.

Ey Can!.. Bu dünyanın rızk dağıtanı  insan değildir ki sahibi insan olsun.

Ey Can, kendileri bolluk içinde iken, başkası açlıktan kıvrana kıvrana ölürken, bir yudum suya hasret giderken, canlı cenaze bir deri-bir kemik kalmışken, nasıl olur da sofralarda elleri onlarca nimete uzanır ve kendilerini mesul hissetmezler?

Ey Can!.. Bizi yaratan eşit şartlarda yaratmamış mı?

Hangimiz ölürken beraberinde fazladan bir şey götürürüz, kara toprağın bağrına olan yolculukta?

Bunlar gördüklerini, duyduklarını, hissettiklerini, düşündüklerini hiç mi mihenge vurmaz ve ölümün her canlı için mukadder olduğuna kanaat getirmez?

Ey Can!... Herkesin yaptığı iyilik ve kötülük miskal-i zerre de olsa kayıt altında tutulmuyor mu?

Niçin birbirimizle boğuşmaktayız, aynı kıbleye yönelenler olarak?

Aynı kitaba iman etmedik mi?

Aynı güne inanmadık mı?

Aynı peygamberi kabul etmedik mi?

Hayrın ve şerrin sadece O’ndan geldiğini bilmiyor muyuz?

Birisi rahatta iken, her istediği elinin altına anında getirilirken kendisi gibi inanan için bunca sıkıntılar neden kaynaklanmaktadır?

Hangimiz Ensar’ız hangimiz Muhacir?

Ensar ve Muhacir, birbirini tamamlamaz mıydı?

Beraberimizde kefenden başka ne götüreceğiz?

Ey Can!.. İnandığın Rabbin hatırı için bir düşün ve kararını ver, artık.

Ey Can!.. Medeniyetin ne olduğuna ve ne olmadığını bilmen lazım.

Teknolojiye esaretin sonu ne olacak? Buna cevap vermen gerekmez mi?

Ey Can, insanın kendi aklını putlaştırmasının insana ne kazandırdığını bilmen lazım.

Üret ve ürettiğini başkasına pazarlama için başkasını birbirine düşürmenin adı olan sistemleri tanıman çok mu zor?

Hani, ömrünün zekatı?

Söylenen hayır ise sevabı var, düşünülen hayır ise sevabı var. Bizde kötü olan düşünceden uygulamaya geçince günaha girmez mi?

Ey Can!.. Çekmekte olduğumuz bunca sıkıntının sebebi, sakın sen olmayasın.

Ey Can, hiç kimse rızkının fazlasını tüketemez.

Ey Can, bilirsin ki O, murad etmedikçe insan, doğru olana yönelmez.

Yoksa sen, kalan ömrünü doğru olandan yüz çevirerek mi geçireceksin.

Ey Can, emin ol ki yazdıklarım edebî lisanla duygularımı dile getirmemdir. Sakın ola ki bunda bir art niyet aramaya, kendini kaptırma. Bilenlerle bilmeyenlerin bir olmadığına, yıllarını verdiğin hangi kitapta rastladın?

Bildikleriyle hareket etmeyenlerin, insanlık önünde suçlu konumda olduklarını bilmez misin?

İnsanlığa faydası olacak her şeyin, tüm insanlığın hakkı olduğunu düşünmez misin?

İnsanlığın birbiriyle bir duvarın taşları gibi olduğunu unutma.

Yaşanan çağın artık git gide insanlığı ortadan kaldırma kandırmacasına dönüştüğünü kimse gizleyemez.

Bak ve gör, açlıktan, susuzluktan kırılanları. Onlar, insan değil mi? Onların yerine kendini koy ve düşün. Sakın bedduada bulunma. Bilmen lazım ki her çağrımıza ses verene dair, edilmiş duamız var: Rabbim, bizi sevdiklerimizle dosdoğru yoldan ayırma. Bizi, insanlığın karşısında örnek alınanlardan kıl. Bizi azıp sapmışların yoluna yöneltme.

Ey Can!.. İsimsiz mektuplar kaleme alırken, çağrımıza ses verecek olan herkesi görmeye, duymaya ve düşünmeye çağırıyoruz, sadece. Biz, kimsenin ne önünde ve ne arkasında konuşuruz. Biz, insanlığın vicdanının sesiyiz, onun sorumluluğunu cılız omuzlarımıza yükleyerek, üzerimize düşen görevi yerine getirmek isteriz.

Bu gün en az bin kişi ölmüş ise açlıktan, susuzluktan, ilaçsızlıktan, savaştan, kıyımdan, yoksulluktan ben, kendimi mesul görürüm.

Ey Can, kısır çekişmelerin içine girerek, bunca senedir kalp kıranlara bir bak ve ellerinin arasına başını al düşün.

Birbirini kıranlar, ne yaptı?

İnsan öldüren silahları yapan kim?

İnsan öldüren ilaçları yapan kim?

Tabiatın dengesini bozmaya çalışan kim?

Yeryüzünde huzuru bozan kim?

Ey Can!... Keşke bu çağda yeryüzüne inseydi bir kaç İbrahim.

Seni tanımayan, kalben seni kendine yakın hisseden, dünyanın malında ve mülkünde gözü kalmamış bir garib kuldan sana bir sesleniştir, dile getirilen... Bir hata varsa dile getirilen bizdendir, doğruların tümüyse sahibinidir.

Selam ve muhabbet eksik olmasın, gönlünden.

( Ey Can-9 başlıklı yazı MehmetALİ tarafından 4.08.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu