Kalbim sevgiyle coşar Allah’a
Ellerinden tuttuğum oruçla
Yürüyorum esenlik yurduna.
Güzelliğine hayran olduğum, gelişiyle esenliğe gark olduğum sevgili merhaba. Sen gelince yüreklerde bir heyecan oluşur. Fakirlerin kalbi umutla coşar.
Nefsinin şiddetinden bunalanlar, senin serin sularında hayat bulur. Çünkü sen, varlığıyla abı hayat sunan alemlerin Rabbinden hediyesin.
Senin saçlarını taramak, ellerine kına yakmak, en güzel kokularla seni tütsülemek isterim. Sen benim sonsuzluk yurdundaki Reyyan kapımsın.
Sana gösterdiğim ilgi ve alakadan dolayı, Rabbimin sevgisine ve özel müjdesine mazhar olmayı ümit ediyorum. Ne mutlu bizlere ki, senin gibi bir dostun elinden tutma şerefine ermişiz. Senin ellerinden tutanın, sıratta ellerini tutarsın değil mi? Bizi sırat köprüsünde yalnız bırakmazsın değil mi? Kayan ayaklarımıza, dost elin uzanır değil mi?
Biliyorum seni burada hoş tutanları sen de orada hoş tutacaksın.
Dilini yalandan, gıybetten, dedikodu ve iftiradan alıkoyanadır sevgin değil mi?
Dilinde birilerinin sözlerini, eksiklerini, hatalarını, yanlışlarını geveleyenler, birilerini çekiştirerek onların kanını içenler senin sevdanı hak etmezler değil mi?
Zikir, salat, selam, tesbih, tenzih dilimin süsüdür.
Bu ayda ve diğer aylarda dilime doladığım her çirkin söz, kalbime doğru akan masiva nehrine dönüşür.
Bu öyle bir nehirdir ki, tozu, toprağı, çamuru beraberinde getirerek kalbi bataklığa çevirir. Bataklığa dönüşmüş bir kalbin sahibinden her türlü kötülük beklenir.
Ama sen, nurunla, suyunla, hurmanla, zeytininle, incirinle, kalbi parlatırsın. Karşımda duran, şarıl şarıl akan suyu rızayı ilahi için dudaklarımdan alıkoyuyorum.
Aslında alıkoyduğum şey, dünya sevgidir.
İnsanlar muhtaçken, paraya göstereceğim hırstır.
İnsanlar açken, susuzken karnımı tıka basa doyurma hırsıdır.
Gözlerini masivayla, günahla süsleyenler senin güzelliğine körelenlerdir.
Gözlerim sana hayran, seni benden uzaklaştıracak, sevginin hazzını benden alıkoyacak her türlü unsurdan Rabbime sığınırım.
Ey Oruç!
Sen ayların sultanının gözdesisin. Gözüm Rabbimin emrinde, benim de gözdemsin ey güzeller güzeli…
Gözünü haramdan alıkoyamayan seni tutsa ne değer!
Elini elin malından, dilini kişiliğinden, belini namusundan alıkoymayan seni nasıl tutmuş olur ki.