HAKLININ KORKUSU YOKTUR




Ýþiniz mahkemeye düþmüþse, endiþe taþýmanýz doðaldýr. Nihayetinde sizin dýþýnýzda birileri sizin hakkýnýzda bir karar verecekler, bir yargýya varacaklardýr. Siz , kendinizin haklýlýðý konusunda ne kadar emin olursanýz olun, ters bir karar çýkmasý ihtimali her zaman mevcuttur.Sadece mahkemede deðil bütün sorgulamalarda durum böyledir.Ýþiniz birilerinin insafýna kalmýþtýr.Bizde insaf adalet anlamýnda kullanýlýr.



Haklýnýn korkusu yoktur derken neticeden emindir anlamýnda söylemiyorum. Kendinden emindir anlamýnda söylüyorum. Belki çocukluðumda içime yerleþmiþ anýlarým etkili oluyor. Yaþananlar insan tavýrlarýnda çok etkili. Hele bir de çocuklukta olmuþsa. Ne zaman böyle bir durumla karþýlaþsam, rahmetli Babam ve yaþadýklarý gözümün önünde canlanýyor.



Babam bir iftiraya uðramýþ ve mahkemelik olmuþtu. Bu ona çok aðýr gelmiþti. Çok onurlu bir insandý. En büyük zenginliði onuruydu. Zedelenmek istenen de onuru ve þerefiydi Aile olarak hepimiz çok etkilenmiþtik. Babam gizli gizli aðlýyordu. Annemle konuþuyorlar bize duyurmak istemiyorlardý. Babam iþini býrakýp köye dönmeyi bile düþünüyordu. Annem karþý çýkýyordu. Hepimiz okuyorduk.Annem hep sabýr etmesini istiyor,babama güveniyordu.Sonunda mahkeme günü geldi çattý.Biz evde sonucu merakla bekliyorduk.Küçük kardeþim sokaðýn baþýndan koþarak geldi.Babamýn arkadaþlarýyla geldiðini ve güldüðünü söyledi.



Komþular, babamýn arkadaþlarý hepsi evi doldurdular. Babam övünçle anlatýyordu:



“Ýçeri girince ne yalan söyleyim, korktum. Karþý tarafta avukatlar, hakimler, bense yalnýzým. Kendi kendime sen suçsuzsun nasýl olsa adalet yerini bulacak, dedim. Hakim adýmý sordu. Ýddia edilen suçu iþleyip iþlemediðimi sordu. Ayrýca senin avukatýn yok mu dedi. Ýstersen bir avukat tut, dedi.Ben de avukata ihtiyacým olmadýðýný, gerçek avukatýmýn Allah olduðunu söyledim.Böyle bir suçu iþlememin mümkün olmadýðýný delillerle hakime anlattým.Sorgulama sonunda bana iftira atan iki kiþi suçlu bulundu.Avukatlarý ne kadar uðraþsalar da tutuklanmadan kurtulamadýlar.Bana da beraat kararý verdi.Üzerimden bir yük kalktý.Rahatladým.Allah hepinizden razý olsun,bana inanýp güvendiðiniz için.Allah düþmanýmý bile kuru iftiradan korusun.”



Böyle durumlarda akýl veren ve yol gösterende çok olur. Siz kendinizden eminseniz, tavsiyeleri dinler, kendi yolunuzu kendiniz çizersiniz. Eðer kuþkularýnýz varsa acabalar çoðalýr, kendinizden daha çok dýþarýdaki telkinlere açýk olursunuz. O zaman sizin kendinizi aklamanýzdan çok baþkalarýnýn sizi aklamalarý ön plana çýkar. Biraz da bu insanýn kendini aldatmasýdýr. Ne kadar beraat etseniz de içinizdeki suçluluk duygusu ölünceye kadar sizi býrakmaz. Haksýz yere cezalansanýz bile kendinizden eminseniz, iþi gerçek mahkemeye havale eder, yine de suçluluk duymazsýnýz.



Sözü günümüzü meþgul eden AK Partiyi kapatma davasýna getirmek istiyorum. Partinin yöneticileri daha önce böyle durumlarla karþýlaþmýþ tecrübeli kiþiler. Haksýz yere ceza aldýklarý da oldu. Suçsuz bulunduklarý da oldu. Ama sonuçta geliþen olaylar hep onlarýn lehine oldu. Belki biraz sýkýntý çektiler. Hapis yattýlar. Yasaklarla karþýlaþtýlar. Ancak haklý olduklarý sürece iþ döndü dolaþtý, onlar için hayýrlý oldu.



Þimdi sanki kendilerine güvenmiyorlarmýþ havasý yaratan, mahkemeyi olmadan engelleme yönünde senaryolar duyuyoruz. Muhalefetin ve medyanýn önerileri ilke olarak doðru olsa bile AK Parti açýsýndan sakýncalý. Dava sonuçlandýðýnda eðer anayasa deðiþtirilmemiþ olsaydý, bunlar bu suçlardan cezalandýrýlýrlardý, yargýsýný nasýl önleyebiliriz? Bir siyasi parti niçin kapatýlma yargýsýndan daha etkili bir kamuoyu yargýlamasý doðmaz mý? Þimdiye kadar elde edilen baþarýlarda falso vermeyen dik duruþun etkisini görmezden gelemeyiz. Partinin liderinin oluþturduðu bu imajý, parti kurullarýnýn törpilemesine izin verilmemelidir. Aksine bu imaj tüm partinin imajý haline getirilmelidir.



Netice ne olursa olsun haklýnýn korkusu yoktur.