Bir nöbet faslındayım
Sensizlik üstüne sensizlik geçiriyorum
Buhran üstüne buhran
Damarımı biraz açsalar diyorum hani
Hava niyetine sen çeksem içime!
Biraz senlensem diyorum
Şenlensem hani
Biraz nefeslensem, biraz demlensem,
Kaçak ve tavşankanı bir çay gibi
Tadımı bulsam diyorum hani
Demlensem senlensem;
Tiryakinim işte anla halimi.

Bırakmak zor, alışkanlığımsın biraz
Şaşkınlığımsın avarece
Aşkınlığımsın kalp dolusu
Deli dolu taşkınlığımsın göz dolusu
Anla halimi işte!
Şey diyorum sensiz boş bir bardağım
Sürahim ol yine…
Bir gol sevinci gibi
Hani diyorum gelebilsen var ya
90+4’te olsa da
Bir sevinebilsem hani!
Sensizlik kol geziyor yine
Yokluğun gol yazıyor yine
Boğazıma kadar yokluğuna saplanmışım
Berbatım, üst baş perişan
Sakallar kaç günlük; acılarım tıraşlı ama
Saçlar dağınık, gözler kan kırmızı
Al sana yokluğun tasviri
Yok yok, al sana sensizliğin resmi
Bir infilak anındayım
Sensizlik tavan yapmış
Yokluğuna şiirler diziyorum
Ağıtlar yakıyorum yokluğuma!
Yoksan yokum işte
Soldan sağa yukarıdan aşağıya
Boydan boya ruhtan ruha
Yoksan yokum işte!
Varsan çoğum.

Gözlerim tetikleri çekilmiş bir silah
Seni arıyor
Aniden sen kesiliyorum oysa
Hava buz kesiyor.
Bir kuş ötüyor kalbimin üstünde
Bir Pervane uçuyor kuşların üstünde
Bir Mecnun yakalıyor Pervane’yi
Yakasından tutuyorum Mecnun’u;
İç içe acılar, kol kola yaşlar
Anlıyorum ki buhrandayım.
Cinnete hazır bir yürek
Yokluğuna ne gerek.
Ömür boyu sensizliğe mahkûmum
Gideri yok bu aşkın artık
Ederi sensizlik ne yazık!

Ey en insafsız gardiyan, ey sevgili
Bu kalp orucu neden?
Bu dil pası kime?
Bu kulak kiri neden?
Bu göz hasreti kime?
Bir intihar evvelindeyim
Ey ölümü kuşanan sevgili
Ölüm kusan sevgili!
Cellâdım oldun farkında mısın?
Aç gözlerini, sensin biliyorum
Kılıca gerek yok oynama artık.
Gözlerini kapamana lüzum yok
Biliyorum sensin.

Bir kaçkın bakış yeter beni vurmana
Bir küskün söz yeter beni asmana
Bir yüz görümlüğün dahi beter bana!
Sen sensizliği bana musallat eden
Bir hastalık gibi beni umarsız koyan
Bir başıma bırakan, terk eden, yalnız koyan!
Çek silahını kalbinden, çek bakışını kınından
Çek sözünü zindanından, çek ellerini içinden
Vur beni, bir kere ölmem
Bir kere sevdim ama bir kere ölmem
Bin kere vur milyon kere vur milyar kere vur
Hücre hücre ölmem lazım
Tek tek, yegan yegan ölmem lazım
Tane tane ölmem lazım, nar gibi…

İlk görüşte sevdim ilk vuruşta ölmem
Yüz çevirme yeter ki söz esirgeme yeter ki
Yokluğun varlığına rücu ederse bir gün
İşte o gün umut benim ekmeğim!
İşte varlığına inkılâp ederse yokluğun
Karanlığın sabahı doğurması
Buzun suya dönmesi gibi...
İşte o gün ümit benim azığım.

Yokluğuna bulandıkça bulanıyorum sevgili
Artık biliyorsun bunu, öldükçe doğuyorum
Gittikçe geliyorum, eksildikçe çoğalıyorum
Kirlendikçe temizleniyorum
Bu yüzden tüm pisliklere bulaşmışlığım
Bu yüzden yazdıkça yazmak isteyişim
Son nefes gibi bir cümle olsun istedim:
“Sensiz cehennemdir cennet
Seninle cennettir cehennem
Elbet.”


( Vur Beni başlıklı yazı GürhanGürses tarafından 2.10.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu