Oysa tek istediği , bir merhaba ya da bir nasılsın? Denmesiydi... Ama hayır çok mu zor bir şeydi istediği? Belki bunca zaman rüya görüyor olabilirdi... Belki de sadece hayaldi yaşadıkları , yoksa bir oyun muydu? Kuralına göre oynanan bir oyun... Bu oyunun figüranı mıydı O? Oysa ne çok seviyordu , hiçbir an yoktu ki , sevdiğini düşünmesin... Anlıyordu artık aşk acısı denen şeyin ne olduğunu... Ama bunu anlamak ona çok pahalı bir acıya mal olmuştu...
Artık çok acılı bir aşka sahipti ve bu aşk için ölmeye değerdi... Aşk bu kadar değerliydi ve aşık olunan da öyle , ama neden aynı değer ona da verilmiyordu? Bu kadar değersiz miydi? Hiç mi sevilmemişti?
Artık kazandığı nefretler , kaybettiği sevgilerden daha çoktu ve daha ağırdı... Yıkılmıştı adeta ve gözleri iki kan çanağı gibi olmuştu ağlamaktan... Ağlıyordu ve hıçkırıklarında düğümleniyordu bir şeyler , bir şeyler acıtmaya devam ediyordu içini...
Herşeyden , herkesten nefret ediyordu da bir tek , söküp atamadığı kalbinden hala çıkmayan , O büyük aşktan nefret edemiyordu... Ama neden? Bunca acıya , bunca göz yaşına rağmen , neden O nu hala seviyordu? Kendisini basit gören , aşkına verecek tek cevabı bile olmayan bu aşka neden aşıktı? Acı çekmek zevk mi veriyordu? ''Hayır! Aşkın ızdırabı '', diye düşündü ve yine aklına düştü o gülen gözler...
zaten bir an bile aklından , yüreğinden ,beyninden çıkmıyordu ki... Nasıl bir aşktı bu? Kendine O bile şaşıyordu , ''ben'' diyordu , ben nasıl böylesine bir aşkın acısını çekiyorum? Neden? Verecek bir cevap bulamamıştı ve henüz duran gözyaşları tekrar akmaya başladı... Bu gece şarkılar çok acımasızdı , heryerden saldırıyorlardı sanki O na , gülümsedi durup , gözünden akan yaşlarla birlikte bir iç çekişten sonra , ''vay be'' dedi... ''Şarkılar bile bana düşman bu gece...'' Bir an durup , sildi gözünden akan yaşları ve birden bire kendisini boğmak istercesine , bir öksürük yapıştı boğazına... Sonra nefesi yerini delicesine bir hırıltıya bıraktı , artık aldığının nefes olduğunu sanmıyordu ve ''sanırım...'' diyordu...
''Sanırım artık oyunun sonuna geldik...'' Daha önce ölümü böylesine arzulamamıştı hiç... Ama bu gece herşeyi bir kenara atıp ölümü düşlemeye başlamıştı... Öylesine istiyordu ki , öleceğini düşündükçe mutlu oluyordu adeta... Çünkü o zaman unutacaktı tüm acıları ve artık aşkına ağlamayacaktı... Artık aşkı bir avuç toprakla gömülecekti , tıpkı kendisi gibi... Ama nasıl bunları düşünüyordu? O söz vermişti aşkına asla ''PES'' etmeyecekti... Ama O değildi zaten ''PES'' eden aşkıydı... Ama olsun O her şeye pes ederdi de aşkından vazgeçmeye hiçbir zaman... Aşkı ondan vazgeçse bile o vazgeçmeyecek ve içinde yaşamayı da öğrenecekti , ölene kadar bozmayacaktı yeminini!.. Ama hala aklını kurcalayan bir şeyler vardı... Neden? Neden? Neden? Sürekli bunu düşünüyordu... Hala beklediği bir cevabı alamamıştı... Sorduğu sorulara ve anlattıklarına neden bir cevap veren yoktu? Bir tek cevabı hak edememiş miydi? ''Bu kadar mı?'' Dedi... Bu kadar mı değersizim? Hiç mi hatrım yoktu sende? Sürekli sorular soruyor kendi kendine ve Ağlıyordu... Bu gece tüm gecelerden daha sessizdi ve daha soğuk... Daha karanlıktı elbet... Ama , hala bir umut kalmış gibi hissediyordu içinde , gülümsüyor ve ''keşke'' diyordu... ''KEŞKE'' tek bir güzel söz gelse O'ndan , o zaman ne hoş olurdu... Sanki bir tek kelimeye tekrardan tav olacak gibi geliyordu ,''YOK'' diyordu... Artık tav olmak , inanmak yok... Sonra tekrar yaşlarını siliyor ve gülümsüyordu ve kendi kendine yine ''ne usta yalancı oldum , tav olmayacakmışım , ben mi? Ben aşkımdan gelecek bir tek kelimeye tav olmayacağım... Öyle mi? Hah...'' Diyor ve gülümsemenin yerini yine yaşlar alıyordu... Çünkü beklenen gelmemişti ve acısı daha da artmıştı... Artık tek kelime bir şey düşünmeden sadece ve sadece bakıyordu... Boş ve yaşlı gözlerle bakıyordu... Yüreğinde kalan tek aşkın resmine... Zaten şimdiye kadar başka bir şey de olmamıştı ki , sadece resmine bakıp avutuyordu kendini , işin gülünç tarafı da aslında aşkının sesini bile duymamıştı hiç... Artık kendini sadece bir rüya gördüğüne inandırıyor ve ölüyordu... Artık herşey bitmiş ve son kez aşkına bakıp gitmişti... Sessiz ve de derinden bir acıyla...
Yazarın
Sonraki Yazısı