Ölmeden Ölmek
Peygamberimiz(sav) “ölmeden önce ölün” buyurur. Ne anlama gelir ölmeden
ölmek?..
İnsanın kusursuz imtihan mekanı olan dünyanın çekici süslerine
aldanmayıp, ölümü sürekli hatırında tutarak sonsuz ahiret yaşamı için
hazırlanması, bu gerçeklere göre yaşaması ölmeden önce ölmektir. İnsanın ölümle
birlikte gerçekleri gördüğünde, yapmadığı için pişmanlık duyacağı her şeyi
yaşarken yapmasıdır. Yaptığı için ahirette pişmanlık duyacağı şeyleri de
yaşarken yapmamasıdır; insanın dünyadan geçmesidir.
Bu anlamda bir imana
sahip olmak için, Allah’ın Kendisini tanıttığı ve kullarına emir ve yasaklarını
bildirdiği Kur’an’a tam olarak uymak gereklidir. Bu yüzden mümin, yaşamının
sonuna kadar Allah’ın buyruklarını yerine getirme konusunda son derece
dikkatlidir. Allah’ın beğendiği ahlaka sahip olma yolunda taviz vermeden
kararlılıkla çaba gösterir. Allah’ın Kur’an’da, "İnsanlardan kimi,
Allah’a bir ucundan ibadet eder..." (Hac Suresi, 11) ayetiyle söz
ettiği imanın gereklerini yaşamayan kimselerden olmamak için, hiçbir hükmü göz
ardı etmeden ölene dek sabırla uygulamaya gayret eder.
İmanı kalplerine
tam olarak yerleştirememiş kimseler bir ucundan dine yönelirlerken, samimi iman
sahipleri Kur’an’ı yaşamlarının her anında kendilerine vazgeçilmez bir rehber
edinirler. İmanları belirli koşullara bağlı değildir; kayıtsız şartsız iman
ederler.
Samimi iman sahibinin Allah’a olan sadakatinin altında yatan
asıl sebep, onun ahirete “kesin bir bilgiyle" iman ediyor
olmasıdır. O, Allah’ın, ahiretin, cennet ve cehennemin varlığına, aklı, kalbi ve
vicdanıyla kesin olarak kanaat getirmiştir. Ahiretteki sonsuz mutluluğu umut
eden müminlerin bu özellikleri Kur’an’da, "Ve onlar, sana indirilene,
senden önce indirilenlere iman ederler ve ahirete de kesin bir bilgiyle
inanırlar." (Bakara Suresi, 4) ayetiyle vurgulanır.
Dünya
hayatına aldanan kişiler, kolaylık zamanlarında, kendilerince “her şey yolunda”
iken dine sadıktırlar ve yeterince içten olmasa da güzel ahlak gösterebilirler.
Ancak herhangi bir zorlukla karşılaştıklarında, “rahatları bozulduğunda”
kolaylıkla dinden ödün verebilir ve sadakatten ayrılabilirler.
Yalnızca
Allah’a ve ahirete yönelmiş olan kul, yaşamını sonsuz gerçek dostunun rızasına
uygun olarak şekillendirecek, nefsani ve dünyevi tutkuların ardına
düşmeyecektir. Nefsinin kötülüklerinin şuurunda olan mümin, her an kendisini
saptırmaya uğraşan şeytanın taktik ve yöntemlerine karşı hazırlıklıdır.
Allah’tan uzak yaşayan kişi ise nefsinin heva ve heveslerinin kendisini
sürüklediği yolu göremediği için kördür.
İnsanın üzerinde pis olan ve
temizlenmesi gereken tek şey nefsinin fücurudur. Kişi cennete kavuşmak için onu
arındıracak, yalnızca dünyevi tutkularından vazgeçecektir. Onu kenara koyduğunda
kurtuluşa kavuşacak; eğer koyamıyorsa kibrini, ardından da ahirette sonsuz
pişmanlığı yaşayacaktır.
İnsan, nefsinin bencil tutkularını gözeterek
yararsız ve dünyevi amaçlara yönelmekle değil, yalnızca Yüce Allah’a sığınmakla
huzuru yaşayabilir. Dünyadan geçebilmek ise muhteşem güzel bir şeydir. İnsan
dünyevi olan her şeyden vazgeçer, tüm bağlılıklarından sıyrılıp Allah’a
yönelirse kurtuluş bulur. Samimi mümin için arınıp Allah’a yönelmek çok
önemlidir. İnsanın sürekli kendini gözden geçirmesi ve nelerden arınabildiğini
düşünmesi gerekir.
Allah’a kul olmak için yaratılmıştır insan ve O’nun
zikrinden başka hiçbir şey ona huzur vermez. Her an teyakkuz halinde olduğunda
arınıp temizlenmesi mümkün olacak ve kişi kendisini cennete hazırlayacaktır.
Dünya hayatından vazgeçmiş, nefsini ezmiş, onun her türlü pisliğinden sıyrılmış
ve arınmış olan samimi mümin, yaşarken ölmüştür.
…Sen, yalnızca
gayb ile Rablerinden ’içleri titreyerek-korkmakta’ olanları ve dosdoğru namazı
kılanları uyarırsın. Kim temizlenip-arınırsa, artık o, kendi nefsi için
temizlenip-arınmıştır. Sonunda dönüş Allah’adır. (Fatır Suresi, 18)
İnsan dünyada yaşarken sonsuzluğu kavrayabiliyorsa, ölümün ona
uzak ya da yakın olmasının önemi yoktur. Çünkü o ölmeden önce ölümü
tatmıştır.
(
Ölmeden Ölmek başlıklı yazı
fuatturker tarafından
15.10.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.